Esas No: 2021/5894
Karar No: 2022/2251
Karar Tarihi: 23.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/5894 Esas 2022/2251 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/5894 E. , 2022/2251 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 04.03.2020 tarih ve 2018/519 E- 2020/79 K. sayılı kararın dahili davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi'nce verilen 16.02.2021 tarih ve 2020/1086 E- 2021/178 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi dahili davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirketin sicilden re'sen terkin edilen MM Marka Mağazacılık Turizm İnşaat İthalat İhracat San. Tic. Ltd. Şti'nin ortağı olduğunu, TK. hükümlerine göre şirketin feshi ve tasfiyesine ilişkin olarak İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/760 esas sayılı dosyası ile açılan davada, dava devam ederken şirketin davalı sicil memurluğu tarafından sicilden re'sen terkin edildiğinin anlaşıldığını, İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi'nin dosyasında Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 05/11/2018 tarih 2017/568 Esas ve 2018/6771 sayılı geri çevirme kararı ile şirketin ihyası hususunda taraflarına süre verildiğini, şirketin feshi ve tasfiyesi ile müvekkilinin pay sahipliği hakkından kaynaklanan alacaklarının tahsiline yönelik dava devam ederken söz konusu şirketin resen sicilden terkin edilmiş olmasının müvekkilinin hak arama özgürlüğünü ve tasfiye sonucu tespit edilecek alacağının tahsili imkanını ortadan kaldırdığını, terkin işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek MM Marka Mağazacılık Turizm İnşaat İthalat İhracat San. Tic. Ltd. Şti'nin TTK Geçici 7/15. maddesi hükmü gereğince ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Sicil Müdürlüğü, davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; resen terkin edilen şirketin İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/267 Esas sayılı dosyası sonuçlanmadan tasfiye işleminin tamamlanmış sayılamayacağı, söz konusu şirketin TTK Geçici 7.maddeye göre münfesih olarak Ticaret Sicilinden silindiğinden yasal hasımın sadece Ticaret Sicil Müdürlüğü olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, Mm Marka Mağazacılık Turizm İnş. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/267 Esas sayılı dosyası yönünden ihyasına karar verilmiştir.
Karara karşı, dahili davalı ... vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi'nce; ihyası istenen şirketin İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/267 Esas sayılı dosyasından davası devam ederken 09.10.2015 tarihinde TTK geçici 7. md uyarınca resen terkin edildiği, bu haliyle terkin işleminin usule uygun olmadığı, TTK geçici 7. md kapsamında resen terkin nedeniyle açılan davalarda husumetin sadece Ticaret Sicil Müdürlüğüne yöneltilmesinin gerekli ve yeterli olduğu, mahkemece davacıya şirketin son ortaklarını davaya dahil etmesi için süre verilmesi doğru olmadığı gibi, davacının bu hususta dilekçe vermesine rağmen karar başlığında gösterilmemesi ve bu kişi hakkında karar verilmemesinin de doğru olmadığı, ayrıca ihya kararı verildiği halde tasfiye memuru atanmamasının da usule uygun olmadığı gerekçesiyle HMK 353/1-b-2 md gereğince dahili davalının istinafının kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dahili davalı hakkındaki davanın pasif sıfat yokluğundan reddine, diğer davalı ... Tic.Sicil Müdürlüğü hakkında açılan davanın kabulüne, şirketin İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/267 E. sayılı dosyası ile sınırlı olarak ihyasına, ...'un tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir.
Kararı, dahili davalı ... vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, dahili davalı ... vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden dahili davalı ...'tan alınmasına, 23/03/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY
Dava, 6102 sayılı TTK'nın geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden re'sen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir.
İhyası istenen şirket 09.10.2015 tarihinde ticaret sicil memurluğunca usulüne uygun olarak re'sen terkin edilmiş; davacı ise şirketin fesih tasfiyesine ilişkin davayı terkinden sonra 02.11.2015 tarihinde açmıştır.
Terkin edilen şirketin mal varlığının bulunması halinde TTK'nın 547/1. maddesi uyarınca şirketin ek tasfiye işlemlerinin yapılması zorunlu ise de, şirketin mal varlığının bulunmaması halinde ek tasfiye yapılmasını gerektirir bir hukuki yarar ve yasal zorunluluk bulunmamaktadır.
Mahkemece şirketin tasfiyeye konu mal varlığının bulunup bulunmadığı araştırılarak, şayet mal varlığının bulunduğu tespit edilirse TTK'nın Geçici 7/15. maddesi uyarınca şirket ek tasfiye amacıyla şirketin ihyasına karar vermesi aksi halde mal varlığının bulunmadığı tespit edilir ise ikinci kez fesih ve tasfiye kararı verilmeyeceğinden davanın 6100 sayılı HMK'nın 114/4. maddesi uyarınca davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmelidir.
Mahkemece yukarıda belirtilen hususlarda hiç bir araştırma yapmaksızın eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından mahkeme kararının bu gerekçeyle bozulması gerektiğinden sayın çoğunluğun onama görüşüne katılmamaktayım.