Esas No: 2021/8516
Karar No: 2022/2274
Karar Tarihi: 23.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/8516 Esas 2022/2274 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi, Hür-Med Tıbbi Sistemler San. ve Tic. A.Ş.'nin terkin işlemi neticesinde ticaret sicilden terkin olmuş ve borçlu olduğu ilamlı icra takip dosyası derdest iken adı geçen şirketin ihyası istemine ilişkin bir davada, ilk derece mahkemesinin hak düşürücü sürenin istisnası olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar vermesi üzerine, Bölge adliye mahkemesi, takip dosyasına dayanmakta olan davacının talebine dayanak gösterilen menfaatin anılan neden kanunda yazılı hak düşürücü sürenin istisnası olmadığını kabul ederek davanın reddine karar vermesi gerektiğini, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiğine hükmetti. Kararda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7. maddesinin 15. fıkrasında yer alan hükümlere dikkat çekildi. Kararın söz konusu maddelere göre açıklaması şu şekildedir: \"Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya ko
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 25.03.2021 tarih ve 2020/584 E- 2021/162 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'nce verilen 06.10.2021 tarih ve 2021/1050 E- 2021/1337 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili kurumun Hür-Med Tıbbi Sistemler Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi aleyhine ilamlı icra takibi başlattıklarında, ilgili şirket ile ilgili Trabzon Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün vermiş olduğu müzekkere cevabında şirketin kaydının 11/06/2015 tarihinde resen silindiğinin belirtildiğini, bu nedenle icra takibi işlemlerinin devam edemediğini, davacı ve davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümlerinin uygulanmadığını, 09/01/2012 tarihlerinde taraflarınca ilgili şirket aleyhine alacak davası açtıklarını ve işbu dava ve akabindeki icra takipleri nedeniyle söz konusu terkin işleminin usulüne uygun olmadığını ileri sürerek, Hür-Med Tıbbi Sistemler Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nin ihyası ile ticaret siciline yeniden tescilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Sicil vekili, beyan dilekçesi ile davanın hak düşürücü sürede açılmadığını, usulüne uygun terkin yapıldığını, derdest davalara ilişkin süresinde bildirimde bulunulmadığını, yargılama giderlerinden sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, dava konusu Hür-Med Tıbbi Sistemler Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi 11/06/2015 tarihinde 6102 Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7. maddesi uyarınca, re'sen ticaret sicilinden terkin edilmiş olup 6102 Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7/15. maddesi uyarınca öngörülen 5 yıllık ihya davası açma hak düşürücü sürenin 11/06/2020 tarihinde dolmasına rağmen görülmekte olan dava hak düşürücü süre dolduktan sonra 17/12/2020 tarihinde açıldığı, davacı vekilinin dava dilekçesinde belirtmiş olduğu 6102 Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7/2. maddesinin yalnızca görülmekte olan yani derdest dava dosyası bulunan şirketler hakkında 6102 Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7. maddesinin uygulanamayacağının düzenlendiği, derdest icra takip dosyası bulunmasının bu maddenin uygulanmasına engel teşkil edeceğine dair bir düzenleme içermediği, yine Trabzon Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından re'sen terkin işleminin 6102 Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7/4. maddesine uygun yapılmış olduğu gerekçesiyle davanın TTK Geçici 7/15 maddesi uyarınca hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir.
Bölge adliye mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, anılan madde metninde devam eden davalara yönelik kayıt silme işleminin yapılamayacağı anlaşılmakta ise de; Yargıtay ve bir kısım istinaf dairelerince bu metinin geniş yorumlanması gerektiği belirtilerek mevcut icra takiplerinin bulunması halinde de şirket veya kooperatiflerin hak düşürücü süre geçse dahi ihyasına karar verilebileceği yönünde yaygın bir içtihat oluşturulduğu, kaydın silinme tarihinden önce 01/07/2014 tarihinde var olan icra takibi de dikkate alındığında yaygın olan görüşe itibar edilerek davanın kabulü yerine reddine karar verilmesini yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 26/05/2021 tarih ve 2020/584 Esas, 2021/162 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1-b-2 hükmü gereğince kaldırılmasına, davacının davasının kabulü ile Hür-Med Tıbbi Sistemler San. ve Tic. A.Ş.'nin ihyasına, tasfiye memuru olarak tasfiyeden önceki şirket yetkililerinin atanmasına, kararın ticaret sicilince tescil ve ilanına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında yapılan terkin işlemi neticesinde ticaret sicilden terkin olmuş şirketin ihyası istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, Hür-Med Tıbbi Sist. San. Tic. A.Ş.’nin borçlusu olduğu Trabzon 4. İcra Dairesi'nin 2014/16842 esas numaralı ilamlı icra takip dosyası derdest iken adı geçen şirketin terkin edildiğinden bahisle ihyasını talep etmiş, ilk derece mahkemesince derdest takibin hak düşürücü sürenin istisnası olmayacağı, davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddi karar verilmiş, bölge adliye mahkemesince ihya talebine dayanak gösterilen takip dosyasının hak düşürücü sürenin işlemesine engel olacağı kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
TTK’nın geçici 7. maddesinin 15. fıkrasının son cümlesinde, “ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir”, 2. fıkrasında ise “davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz” hükümleri amir olup, davacının talebine dayanak yaptığı menfaati, takip dosyasına dayanmakta olup anılan neden kanunda yazılı hak düşürücü sürenin istisnası değildir.
Bu durumda terkinin yapılan şirketin terkin kararının 17.06.2015 tarihinde ilan edildiği, işbu davanın ise 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 17.12.2020 tarihinde açıldığı, anılan sürenin istisnasını oluşturacak bir halin de dosya kapsamında mevcut olmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı Müdürlüğün sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 23/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.