2. Ceza Dairesi Esas No: 2009/44853 Karar No: 2011/9524 Karar Tarihi: 04.05.2011
Kasten yaralama - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2009/44853 Esas 2011/9524 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bingöl Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması için aranan \"kasıtlı bir suçtan mahkum olmama\" koşulunun bulunmaması nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılamayacağı belirtilmiştir. Temyiz itirazları arasında, sanığın adli sicil kaydına konu olan adli para cezasının miktarı itibariyle kesin olduğu ve tekerrüre esas olmayacağı, ancak sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanması kararının verilmesi gerektiği, sanığın suçu işledikten sonra pişmanlık gösterip göstermediğinin yasal ve yeterli gerekçeleriyle incelenmesi gerektiği, sanık hakkında kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3.fıkrasına göre koşullu salıverme tarihine kadar uygulanabileceği ve mükerrir olmasından dolayı seçenekli cezalardan kısa süreli hapis cezasına zorunlu olarak hükmedildiğinden, bu cezanın yasada aranan diğer koşullar bulunduğunda adli para cezası ya da önlemlerden birine çevrilebileceği halde, hükmün bu yönde değerlendirilmeden tayin olunan kısa süreli hapis cezasının para cezasına çevrilmemesine karar verilmesi gere
2. Ceza Dairesi 2009/44853 E. , 2011/9524 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 2 - 2008/21628 MAHKEMESİ : Bingöl Sulh Ceza Mahkemesi TARİHİ : 13/11/2007 NUMARASI : 2007/477 SUÇ : Kasten yaralama
Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan 5271 sayılı CMK.’nun 231/6.maddesinin (a) bendinde yazılı “kasıtlı bir suçtan mahkum olmama” koşulunun bulunmaması nedeniyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede; Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Sanığın adli sicil kaydına konu olan Bingöl Sulh Ceza Mahkemesinin 10.11 2005 tarih ve 2005/212 Esas – 2005/328 Karar sayılı ilamı ile tayin olunan adli para cezasının miktarı itibariyle 1412 sayılı CMUK.nun 305/2.maddesi gereğince kesin olduğu ve aynı maddenin son fıkrası gereğince tekerrüre esas olmayacağı gözetilmeden 5237 Sayılı TCK.nun 58. maddesi gereğince sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmesi, 2-Adli sicil kaydında yer alan önceki mahkumiyetlerin adli para cezasına ilişkin olması karşısında, 5237 Sayılı TCK.nun 51/1 madde ve fıkrasının (a) bendine göre tayin olunan cezanın ertelenmesine yasal engel bulunmadığı belirlenen sanık hakkında ertelemeye yer olmadığına karar verilirken; “sanığın suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlığını” irdeleyen yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 3-Sanık Hakkında, 5237 sayılı TCK.nun 53/1-c maddesinde belirtilen kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3.fıkrası uyarınca koşullu salıverme tarihine kadar, diğer haklar yönünden ise hapis cezasının infazının tamamlanmasına kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, 4-Kabule göre ise: 5237 Sayılı TCK.nun 58.maddesinin 3.fıkrasında "tekerrür halinde sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezasıyla adli para cezası öngörülmüşse hapis cezasına hükmolunacağı" ve aynı kanunun 50.maddesinin 2.fıkrasında ise, "suç tanımında hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde hapis cezasına hükmedilmişse bu cezanın artık adli para cezasına çevrilemeyeceği" düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde; sanık hakkında mükerrir olması nedeniyle uygulanan maddede seçenek olarak öngörülen yaptırımlardan hakimin tercih hakkı bulunmadığından zorunlu olarak hapis cezasına hükmedilmiş olması karşısında, bu cezanın, koşulların bulunması durumunda aynı Kanun"un 50/1.maddesinde yazılı seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmesine yasal bir engel bulunmamaktadır. Ancak; 5237 Sayılı TCK.nun 50/2.maddesine göre, uygulanan maddede hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörülmesi ve zorunluluk olmaksızın hapis cezasının mahkemece tercih edilmesi halinde bu durumda artık hapis cezası adli para cezasına çevrilemeyecektir. Açıklanan nedenlerle, somut olayda seçenekli cezalardan kısa süreli hapis cezasına tekerrür nedeniyle zorunlu olarak hükmedildiğinden, bu cezanın yasada aranan diğer koşullar bulunduğunda adli para cezası ya da önlemlerden birine çevrilmesine yasal bir engel bulunmadığı halde, hükmün gerekçe kısmında yasal engel bulunduğu belirtilerek bu durum değerlendirilmeden tayin olunan kısa süreli hapis cezasının, para cezasına çevrilmesine yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 04/05/2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.