8. Hukuk Dairesi 2019/637 E. , 2019/2984 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, elatmanın önlenmesi davasının kabulüne, ecrimisil taleninin ise reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, davalının, dava konusu 428 ada 18 parselde bulunan 13 numaralı bağımsız bölümü haksız şekilde işgal ettiğini açıklayarak, davalının taşınmaza vaki el atmasının önlenmesine ve 14.000 TL ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu, davacı adına kayıtlı taşınmaza, hiçbir üstün hakkı bulunmamasına rağmen davalı tarafından haksız olarak elatıldığı, tapu kaydının sağladığı ayni hak karşısında davalının satışın muvazaalı olduğu yönündeki iddiasına değer verilmesinin mümkün olmadığı öte yandan davacının ecrimisil istemi yönünden dava tarihi öncesinde davalıya herhangi bir ihtar vs. gönderilmediği, davalının temerrüde düşürülmediği, bu nedenle intifadan men koşulunun gerçekleşmediği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davalının dava konusu ... İlçesi, ... Mahallesinde bulunan 428 ada 18 parsel sayılı 6.kat, 13 nolu bağımsız bölüme yönelik el atmasının önlenmesine, ecrimisil isteminin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ile davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Davacı vekilinin itirazlarının incelenmesinde;
Her ne kadar Mahkemece; davacı açısından, davalıya ilişkin olarak intifadan men koşulu ispatlanamadığından ecrimisil talebinin reddine karar verilmiş ise de, kural olarak, müşterek veya iştirak halindeki mülkiyet durumunda, taşınmazı kullanan malikten diğer maliklerin ecrimisil talep edebilmesi için, taşınmazdan yararlanma iradelerini karşı tarafa iletmiş olmaları gerekir, paydaş olmayanlar arasında ise, intifadan men şartı aranmaz.
Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçeleri bilimsel verilere ve HMK"nin 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir
Somut olayda, davalı, dava konusu 428 ada 18 parselde bulunan 13 numaralı bağımsız bölümde malik/paydaş olmayıp üçüncü kişi konumunda olduğundan, mahkemenin, ecrimisil talebini, intifadan men şartı gerçekleşmediği gerekçesi ile reddi doğru değildir.
Bu durumda mahkemece, gerektiğinde yukarıda belirtilen ilkeler ve olgular doğrultusunda bilimsel verilere uygun, denetime elverişli şekilde bilirkişilerden ek rapor alınmak suretiyle ecrimisil hesaplanmasının yapılması, ondan sonra varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 14.539,87 TL peşin harcın onama harcına mahsubi ile kalan 43.523,01 TL"nin temyiz edenden alınmasına ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 20.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi