Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2019/6527
Karar No: 2020/6221
Karar Tarihi: 14.12.2020

Danıştay 10. Daire 2019/6527 Esas 2020/6221 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6527
Karar No : 2020/6221

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

İSTEMİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, annesi ...'ın, 15/09/2006 tarihinde rahatsızlanarak kaldırıldığı Samsun Gazi Devlet Hastanesi'nde görev yapan doktorların ihmal ve ilgisizliği nedeniyle, taburcu edildikten sonra evinde geçirdiği kalp krizi sonucunda hayatını kaybettiği ve meydana gelen ölüm olayının davalı idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı iddiasıyla, uğranıldığı iddia edilen manevi zararlara karşılık 30.000,00 TL manevi tazminatın ölüm olayının gerçekleştiği tarihten itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Dr. … ile Dr. …'nın meydana gelen ölüm olayı nedeniyle yargılandığı ... Asliye Ceza Mahkemesince alınmış olan Yüksek Sağlık Şurasının 09-10/01/2014 tarihli raporunda; "hastaya ait EKG'nin akut kroner sendromla uyumlu olduğu, Dr. … tarafından verilen reçetenin de antiistemik reçete olduğu, bu durumdaki bir hastanın hospitilizasyonunun ve primer fibrinolitik tedavinin gerekli olduğu, bunun yapılmayarak hastanın tedavi edilmesinin tıp kurallarına uygun olmadığı, kalp damar cerrahisi uzmanı tarafından yeniden uyarılmasına rağmen Dr. … davranışını değiştirmediği için kusurlu olduğu, Dr. …’nın hastanın semptom ve tetkiklerini değerlendirerek kardiyoloji uzmanıyla konsülte etmiş olması nedeniyle tıbben kusurlu olmadığı, hastanın ölüm nedeninin EKG bulgularına bakılarak enfarktüs olarak kabul edilse dahi otopsi yapılarak kesin ölüm nedeni belirlenemediği için kusurlu kişi veya kişilerin eylemleri ile ölüm arasında illiyet bağı kurulamayacağı" yönünde tespitlere yer verildiği; ... Asliye Ceza Mahkemesinin … tarihli ve E:…, K:… sayılı kararıyla, Dr. …'nın beraatine, Dr. …’un ise görevi ihmal suçundan 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği; bu durumda, davacının annesi ...'ın, 15/09/2006 tarihinde rahatsızlanarak kaldırıldığı Samsun Gazi Devlet Hastanesi'nin acil servisinde ilk muayenesini yapan … Uzmanı Dr. …'un uyguladığı tedavinin tıp kurallarına uygun olmadığının ve kusurlu olduğunun, anılan Yüksek Sağlık Şurası kararı ile ortaya konulduğu, adı geçen doktorun yargılandığı ceza davasında 'görevi ihmal suçundan' ceza aldığı ve yaşanılan ölüm olayında davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu açık olduğundan, olayın niteliği ve hizmet kusurunun ağırlığı da dikkate alındığında, davacının manevi zararına karşılık talep ettiği tazminat miktarı olan 30.000,00 TL'nin tamamının, davalı tarafından davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davanın süresinde açılmadığı ve somut olayda tazminat ödenmesine yönelik şartların oluşmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İLGİLİ MEVZUAT:
20/01/1982 tarih ve 17580 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin 1. fıkrasında, bu Kanun'da hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı; ancak, davanın ihbarının Danıştay, mahkeme veya hâkim tarafından re'sen yapılacağı kurala bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinin 1. fıkrasında, davanın taraflarının, müdahillerin ve yargılamanın diğer ilgililerinin, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduğu; 61. maddesinin 1. fıkrasında, taraflardan birinin, davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebileceği; 66. maddesinde ise, üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer'î müdahil olarak davada yer alabileceği hükümleri yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bakılan davada, davacının annesinin ölmesi nedeniyle meydana gelen manevi zararın hizmet kusuru sonucunda meydana geldiğine ve davalı idarenin tazmin yükümlülüğünün olduğuna hükmedilmiştir.
Bu durumda, dava konusu olaya ilişkin olarak sorumluluğu olan kişi veya kişilere davalı idare tarafından rücu edebileceği dikkate alındığında, bu kişilerin menfaatlerinin etkileneceği açıktır.
Yukarıda belirtilen Kanun hükümlerinde öngörülen davanın ihbarı için geçerli koşulların oluştuğu anlaşılmakta olup; Mahkemece, dava konusu olayda idare ile arasında rücu ilişkisi doğabilecek olan kişi veya kişilerin tespit edilmesi suretiyle davanın res'en ilgili veya ilgililere ihbar edilmesi gerektiğinden, bu husus gözetilmeksizin yapılan yargılama sonucunda verilen kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın kabulüne ilişkin ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi