15. Ceza Dairesi 2014/21977 E. , 2017/10025 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1-Sanık hakkında; sahtecilik suçundan TCK’nun 204/1,62/1,53. maddeleri gereğince mahkumiyet
2-Sanık hakkında; dolandırıcılık suçundan TCK’nun TCK 158/1-f,62,52/2 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından, sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın mağdur ...İnşaat ...ve San Ltd Şti yetkilisi ...’e ait ..... Şubesi" ne ait 20.04.2006 keşide tarihli ve 4000-TL bedelli çeki, keşideci yerine imzalayarak ciro yoluyla hakkında beraat kararı verilen ...verdiği, çekin ciro silsilesiyle müştekiye intikal ettiği, çekin müşteki tarafından bankaya ibraz edildiğinde karşılığının olmaması nedeniyle ödeme yapılmadığı, yapılan bilirkişi inceleme neticesinde keşideci imzasının mağdur ..."in eli mahsulü olmadığının anlaşıldığı, sanığın bu şekilde ... adına çek keşide etmeye yetkisi olmadığı halde onun şahsi çekini elde ederek keşideci yerini imzaladıktan sonra borcuna karşılık ciro yoluyla devretmek sureti ile üzerine atılı resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen somut olayda;
Sanığın aşamalardaki savunmalarında; suça konu çekin keşide tarihinden 1 yıl öncesinde keşideci şirket yetkilisi ... ile gayri resmi ortaklık yaptıklarını,cirosu altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, suça konu çeki ... adına atfen imzaladığını, onun tarafından kendisine çek keşide yetkisi verilmediğini fakat suça konu çeki düzenlediğinden haberi olduğunu,aralarında ortaklık sözleşmesi yaptıklarını, çek bedelini çekin arkası yazıldıktan sonra ...’ye ödediğine ilişkin savunması; ...’nin ifadesinde "sanığın yanında çek koçanı olduğunu, suça konu çeki yanında imzalayarak verdiğini, verirken yeni şirket kurdum şirketimin çeki dediğine" ilişkin beyanı ve ....Bankasının 07.11.2007 tarihli suça konu çekin kaybedildiğine ilişkin çek karnesi müşterisi Der-ka İnş.Tic. Ve Ltd.Şti tarafından talimat kaydının bulunmadığına ilişkin yazı cevabı ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ... Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, mağdurun önceden verdiği rıza üzerine onun imzasını taklit ederek kullanan failde mağdura zarar vermek amacının olmadığından kastın varlığının ileri sürülemeyeceği, ancak mağdurun rızasının kastı ortadan kaldırabilmesi için fiilin işlenmesinden önce açıklanmasının zorunlu olduğu, mağdurun rızasının açık olabileceği gibi zımni de olabileceği, özellikle iki kişi arasındaki ilişkilerde, böyle bir rızanın varlığının ciddi olarak kabule elverişli olduğu takdirde, bu rızaya dayanarak başkasının imzasını atan kimsede suç kastının varlığı kabul olunamayacağından hareketle;
Olayımızda gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin tespiti bakımından; sanık tarafından alınan tekstil malzemelerinin keşideci şirket adına alınıp alınmadığı, ...’ın tanık sıfatıyla duruşmaya çağırılarak sanık ile aralarında ortaklık ilişkisi bulunup bulunmadığı, suça konu çekin düzenlenmesi hususunda açık veya zımni rızasının bulunup bulunmadığı, sanığa sözlü olarak çek keşide etme yetkisi verilip verilmediği hususlarında ayrıntılı beyanının alınması, daha öncesinde bu şekilde keşide edilip ödenen çeklerin bulunup bulunmadığının araştırılması ve sanık tarafından sunulması halinde ortaklık sözleşmesinin dosya içine alınması, failin, önceden doğmuş bir zarar veya doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunması halinde zarar veya borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı ilkesinden hareketle,sanığın suça konu çeki önceden doğan borç karşılığında verip vermediğinin ve çekin karşılıksız çıkmasından sonra ... ‘ye herhangi bir ödeme yapıp yapmadığının, suça konu çeklerin sanık tarafından sahtecilik ve dolandırıcılık kastıyla hareket etmeden hesap sahibinin örtülü rızasına dayanılarak düzenlenip düzenlenmediğinin tespit edilmesi suretiyle hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulurken uygulama maddesinin yanlış gösterilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232. maddesine aykırı hareket edilmesi,
2-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin olarak; TCK’nın 53.maddesinin 3.fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Kasten işlenen suçtan dolayı hapis cezasının kanuni sonucu olarak dolandırıcılık suçundan mahkümiyet hükmü verilen sanığın TCK’nun 53.maddesi gereğince belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmemesi,
4-5237 sayılı Kanun"da gün para cezası sistemi benimsendiğinden, anılan Kanun"un 158/1-son cümle maddesinin uygulanmasında, eğer somut olayda olduğu gibi suçtan elde edilen haksız menfaat miktarı belli ise; temel gün para cezasının suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgarî bu miktara yükseltilerek belirlenmesi gerektiği ve bu şekilde belirlenen gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı Kanun"un 52. maddesi uyarınca, 20,00-100,00 Türk lirası arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adlî para cezasının belirlenmesi gerekirken, sanık hakkında yazılı şekilde fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 26.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.