9. Hukuk Dairesi 2015/12675 E. , 2015/18336 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, vergi iadesi alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacının depo ve sevkiyat sorumlusu olarak çalıştığını, aylık net 2000 TL. maaş aldığını, davalı tarfından iş aktinin haksız feshedildiğini ve bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti ve vergi iadesi alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacının şoför olarak çalıştığını, davacının aylık ücretinin 948 TL. olduğunu, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, Dairemizin 2011/49341 Esas sayılı bozma ilâmına uyulduğu belirtilmiş ve bozma ilamı doğrultusunda Petrol-İş Sendikası’ndan ve Türk-İş Sendikası"ndan emsâl ücret araştırması yapıldığı, bankadan davacının tüm hesap dökümlerinin istendiği, 15/12/2014 tarihli bilirkişi raporunun nazara alınarak, fazla mesai ücreti yönünden %30 oranında takdirî indirim yapılmak sureti ile sonuca gidildiği, Yargıtay tarafından kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının bozmaya konu edilmediğinden 15/09/2011 tarihli hükmün esas alınacağı gerekçesi ile vergi iâdesi haricindeki taleplerin kabûlüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Somut olayda, Mahkeme kararının gerekçesinde, Dairemizin bozma ilâmı sonrasında alınan 15/12/2014 tarihli bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğu belirtilmesine rağmen, hüküm fıkrası bozma ilâmından önce alınan 31/05/2011 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak kurulmuştur. HMK.nun 298/2 maddesine göre “Gerekçeli karar tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz”. Açıklanan şekilde çelişki yaratılması hatalıdır.
3- Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsâl işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsâl ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta Dairemizin 2011/49341 Esas sayılı bozma ilâmı ile davacının ücreti hakkında emsâl ücret araştrıması yapılması ve araştırma sonucunun tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Davacı vekili davacının aylık net 2000 TL. ücret aldığını ileri sürmüştür. Davalı vekili cevap dilekçesinde davacının net 948 TL. ücret aldığını savunmuş, bilâhare verdiği beyan dilekçesinde ise davacının ücretinin aylık net 958,72 TL. olduğunu, banka kayıtları ile davacının bu ücreti aldığının ispatlandığını savunmuştur. Mahkeme tarafından, Dairemizin 2011/49341 Esas sayılı bozma ilâmı doğrultusunda emsâl ücret araştırması yapılmıştır.
Dosyadaki banka kayıtarında, çalışma süreci içinde birbirinden farklı miktarlarda ve farklı tarihlerde ödemeler yapıldığı görülmektedir. Bu itibarla, özellikle fesihten önceki son dönemde davacının, davalının savunduğu miktarda ücret aldığının banka kayıtlarına dayanılarak ispatlandığının kabûlü mümkün değildir.
15/12/2014 tarihli bilirkişi raporunda davacının 1170,10 TL. ücret aldığı kabul edilmiştir. Her ne kadar bu ücret meblâğına davalı vekili tarafından 2006 yılı Mayıs ayı için savunulan ücretin o dönemdeki hizmet döküm cetveline kıyaslanması sonucu tespit edilen oranın fesih tarihi itibari ile hizmet dökümündeki ücrete oranlanması yolu ile bulunmuş ise de, bilirkişi tarafından tespit edilen bu ücret meblâğı bildirilen emsâl ücretlere ve dosya kapsamına uygundur. Bu nedenle, 15/12/2014 tarihli bilirkişi raporu ile belirlenen net 1170,10 TL. , brüt 1749,36 TL. aylık ücret meblâğı benimsenerek sonuca gidilmelidir. Ancak, yaniden hüküm kurulur iken, 15/12/2014 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplamaların doğruluğu denetlenmelidir.
Yukardaki açıklamalara göre, hüküm altına alınacak her bir alacak kalemi yeniden belirlenmelidir.
4- Mahkeme tarafından fazla mesai ücreti açısından, 31/05/2011 tarihli bilirkişi raporunda hesaplanan net 27331,55 TL. fazla mesai ücretinden %30 oranında takdirî indirim yapılarak 19132,10 TL.’nın davalıdan tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, takdirî indirim hariç fazla mesai ücretinden reddedilen miktar davacı vekilinin ıslah dilekçesinde belirtilen 49070,16 TL.’ndan 27331,55 TL. çıkarıldığında kalan 21738,61 TL.’dır. Ayrıca, 500 TL. vergi iâdesi talebi de reddedilmiştir. O halde, takdirî indirim hariç, reddedilen miktar 21738,61 TL. + 500 TL., toplam 22238,61 TL.’dır. Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi’ne göre 22238,61 TL.’nın %12’si 2668,63 TL. hesaplanacağından, kabule göre, davalı lehine 2668,63 TL. vekâlet ücreti yerine sadece 500 TL. vekâlet ücretine hükmedilmesi de hatalıdır.
Diğer yandan, yukardaki bozma nedenlerine ve yeni hüküm tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre vekâlet ücreti miktarlarının değişebileceği göz önüne alınmalıdır.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20/05/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.