Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/13669
Karar No: 2015/22577
Karar Tarihi: 15.12.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/13669 Esas 2015/22577 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2015/13669 E.  ,  2015/22577 K.
"İçtihat Metni"

*
Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, davalılardan E.. S.. A.Ş. ve **. aleyhine açılan davaların reddine, davacıların diğer davalılar aleyhine açtıkları maddi tazminat davalarının reddine, 100.000.00TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacılar vekilince duruşmasız, davalılardan**. vekilince de duruşmalı olarak talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15/12/2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan ** vekili Avukat ** ile karşı taraf vekili Avukat ** geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıda karar tesbit edildi.

K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre temyiz eden davalı** vekilinin tüm davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava 29.08.2011 tarihinde meydana gelen trafik iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davacıların maddi tazminat istemlerinin reddine, manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davacılar vekili ile davalılardan **. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacılar yararına manevi tazminatların takdiri ve poliçe kapsamına göre sigorta şirketleri dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmesi ile kendi çalışmalarından dolayı yaşlılık aylığı aldığı anlaşılan davacı baba E.. C..’ın ölenin desteğinde olmadığının kabulü ve maddi tazminat isteminin reddi isabetlidir. Sigorta tahsisleri ile karşılandığından bahisle davacı anne A.. C..’ın maddi tazminat istemin reddine karar verilmesi ise aşağıda açıklanan nedenlerle isabetli olmamıştır.
./..


Davanın bu yönüyle yasal dayanağını, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununu oluşturmaktadır. Kanunun 55. maddesinde, “ Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.” hükmüne yer verilmiştir.
Davaya konu iş kazası, 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra meydana geldiğinden, Kurumca rücu edilebilen peşin değer; kusurlu olan işveren bakımından 5510 sayılı Kanunun 21/1, kusurlu üçüncü kişiler bakımından ise aynı yasanın 21/4 maddesine göre belirlenmelidir.
Davacı A.. C..’ın çocuğu olan sigortal** öldüğü iş kazasında; Sigortalının % 20, servis aracı sürücüsü olan davalı A.. A..’ın % 80 oranında kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketlerinin kazanın meydana geldiği aracın zorunlu ve ihtiyarı mali mesuliyet sigorta poliçelerini düzenledikleri, diğer davalıların sorumluluğunun ise asıl ve alt işveren ile işleten olmaktan kaynaklandığı, dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Mahkemece 03.04.2015 günlü hesap bilirkişi raporu ile davacı A.. C..’ın hesaplanan zararından, anılan davacıya Kurumca bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin tamamının rücuya tabi görülerek hesaplanan zarardan düşülmek suretiyle maddi zararının karşılandığı sonucuna varıldığı görülmektedir.
Öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının meydana gelmesinde sigortalının %20 oranında kusurlu bulunduğu belirgin olup, ilk peşin sermaye değerinin sigortalının kusuruna karşılık gelen % 20’lik bölümünün rücu edilmesinin söz konusu olamayacağı 5510 Sayılı Yasanın 21/1 maddesindeki düzenleme karşısında açıktır. Sigortalının kusurunun dışında kalan bölümün indirilmesinde ki yönteme gelince; Bu durumda indirim usulü, kusurun işveren ya da üçüncü kişide bulunmasına göre 5510 sayılı Yasanın 21/1 ve 21/4 maddelerinde ayrı ayrı düzenlenmiştir.
Somut olayda servis araç sürücüsü olan davalı A.. A..’ın üçüncü kişi olduğu açıktır. Hal böyle olunca ilk peşin sermaye değerinin rücuya tabi olan bölümünün 5510 sayılı Yasanın 21/4. Maddesi dikkate alınarak belirlenmesi gerekir. 5510 sayılı yasanın 21/4. maddesinde ise “... İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir.” hükmü düzenlenmiştir. Somut olay bakımından üçüncü kişinin kusurunun %80 olmasına göre; peşin sermaye değerinin rücu edilebilir bölümünün bunun yarısı olacağı, diğer bir deyişle hak sahibine bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin %40’nın indirilmesi suretiyle, sigorta tahsisleri ile karşılanmayan zararın bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerektiği açıktır.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan ve özellikle ilk peşin sermaye değerinin rücu edilebilir bölümü yerine tamamının indirilmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
*
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, davacılar yararına takdir edilen 1.100.00TL. duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalılardan ** yükletilmesine, 15.12.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
**

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi