23. Hukuk Dairesi 2012/4274 E. , 2012/7284 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
DAVACI-K.DAVALI : ...
DAVALI-K.DAVACI : ..
Taraflar arasında görülen birleştirilen tazminat davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 22.03.2012 gün ve 2011/3689 Esas 2012/2234 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
- KARAR -
Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin üyesi iken aidatlarını ödemediği için ortaklıktan ihraç edildiğini, ancak daha sonra ihraç kararının mahkemece iptal edilmesi üzerine ortaklığa geri döndüğünü, davalının ödemediği aidatların tahsili için takibe geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, taraflar arasında davalıya ait bağımsız bölüm nedeni ile tapu iptali ve tescil davasınında görüldüğünü ve halen Yargıtay"da karar düzeltme aşamasında olduğunu, davalının ödemelerini eksiksiz yapan bir ortağa göre yarı miktarda ödeme yaptığını, bu miktarın güncellenmiş değerinin 60.000,00 TL olduğunu oysa davalı adına tescili hüküm altına alınan taşınmazın değerinin 120.000,00 TL olduğunu davacının 60.000,00 TL sebepsiz zenginleştiğini, aidat borçlarının faizi ile birlikte kendisinden tahsil edilse bile, bunun müvekkilinin zararını karşılamayacağını, faizle karşılanmayan bu zarar için dava açma zarureti doğduğunu ileri sürerek, davalının aidat borcu 2.810,00 TL"nin aylık %15 faizi ile ve 5.000,00 TL tazminatın yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde, davacının talep ettiği 2.810,00 TL aidat alacağının yasal dayanağının bulunmadığını zira aidat belirlemesine ilişkin genel kurul karalarının mahkemece iptal edildiğini, buna rağmen müvekkilinin aidat borcunu ödediğini, davacı kooperatifin müvekkili yerine üyeliğe aldığı dava dışı kişiden aidatları tahsil ettiğini bu nedenle, davacının aidat alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddine, müvekkili dışında kalan diğer üyelerin 1998 tarihinden itibaren taşınmazlara taşındıklarını ve kullanmaya başladıklarını ancak müvekkilinin o günden bu güne kadar taşınmazı kullanamamaktan dolayı zararı olduğunu belirterek, Eylül 1998 tarihinden itibaren bu tarihe kadar geçen süre içinde kira kaybı ile taşınmaz için ödenen aidatların güncel değeri ile taşınmazın rayiç değeri arasındaki zararın bedeli olan 30.000,00 TL"nin faizi ile tahsiline karar verilmesini ve karşı davalarının kabulünü istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın aidat alacağı yönünden kabulü ile tazminat yönünden reddine, karşı davanın kira alacağına ilişkin talebin kısmen kabulüne, tazminat alacağının reddine dair verilen karar, taraf vekillerinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 22.03.2012 tarih ve 2011/3689-2012/2234 E-K sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Bu kez, taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1- Asıl davada taraf vekillerinin temyiz itirazları yönünden,
a- Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan asıl davada davacı vekilinin karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
b- HUMK’nun değişik 440/III-1.maddesindeki karar düzeltme ile ilgili parasal sınırın altında olan davalara ait hükümlerin onanmasına veya bozulmasına ilişkin Yargıtay kararları hakkında karar düzeltme yoluna başvurulamaz.
Karar düzeltme istemine konu miktar 2.810,00 TL olup, asıl davada davalı vekilinin karar düzeltme isteminin reddi gerekmektedir.
2-Karşı davada taraf vekillerinin temyiz itirazları yönünden;
a- Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, karşı davada davacı vekilinin HUMK"nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan ve aşağıdaki bendin dışında kalan karar düzeltme itirazlarının reddi gerekmiştir.
b-Karşı dava, davalı kooperatifin geç teslim ettiği konut nedeniyle yoksun kalınan kira gelirinin tazmini istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesine göre ortaklar bu kanunun kabul ettiği esaslar dairesinde hak ve vecibelerde eşittirler. Yasada düzenlenen bu kural, aynı durumda olan ortaklar arasında eşitlik olarak anlaşılmalıdır.
Somut olayda, davacı kendisi ile aynı şekilde ödeme yapan üyelere konutlarının 1998 yılında teslim edildiğini, kur’a da kendisine çıkan konutun hakkındaki ihraç kararı kesinleşmeden davalı kooperatif tarafından başkasına verildiğini, ihraç kararının iptal edilmesine ve açtığı tapu iptal ve tescil davasının lehine sonuçlanmasına rağmen konutun teslim edilmediğini ve bu nedenle kira kaybının bulunduğunu belirterek tahsilini istemektedir.
Davacı, ödemelerinin diğer ortaklardan fazla olduğunu ileri sürmemiş, aksine onlar kadar ödeme yaptığını ve diğerlerine konutlarının teslim edildiğini belirtmiş olduğundan, yasanın amir hükmü gereğince diğer ortakların sahip olduğu hakları isteyebilir.
Bu durumda, mahkemece, kooperatifler konusunda uzman bir bilirkişi heyeti seçilerek kooperatif defter, kayıt ve belgeleri ile varsa kooperatife ait banka hesapları üzerinde inceleme yapılarak, kooperatifin yaptığı konutları diğer ortaklara ne zaman, hangi şartlar altında teslim ettiği, diğer üyelere konut teslim ettiğinde üyelerin kooperatife borcunun olup olmadığı tespit edilip, eşitlik ilkesi de gözetilerek oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiş, bu nedenle karşı davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün karşı davada davacı yararına bozulması gerekirken,karşı davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilerek kararın davalı lehine bozulduğu anlaşılmıştır. Bu itibarla, karşı davada davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 22.03. 2012 tarih, 2011/3689 E. 2012/2234 K. Sayılı ilamındaki karşı davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine dair ilamın kaldırılarak mahkeme kararının yukarıdaki gerekçelerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
c- HUMK’nun değişik 440/III-1.maddesindeki karar düzeltme ile ilgili parasal sınırın altında olan davalara ait hükümlerin onanmasına veya bozulmasına ilişkin Yargıtay kararları hakkında karar düzeltme yoluna başvurulamaz.
Karar düzeltme istemine konu miktar 9.527,10 TL olup, karşı davada davalı vekilinin karar düzeltme isteminin reddi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bendin (a) alt bendinde açıklanan nedenlerle asıl davacı vekilinin, (b) alt bendindeki nedenlerle asıl davada davalı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine, (2) no’lu bendin (a) alt bendinde açıklanan nedenlerle karşı dava yönünden davacı vekilinin diğer karar düzeltme isteminin reddine, (b) alt bendindeki nedenlerle karşı davada davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile dairemizin 22.03.2012 tarih, 2011/3689 Esas, 2012/2234 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak kararın belirtilen gerekçe ile davacı yararına BOZULMASINA, (c) alt bendinde açıklanan nedenlerle karşı davada davalı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine, asıl davada davacı kooperatiften alınması gereken karar düzeltme harcı peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, asıl davada davalı ve birleşen davada davacının peşin harcının istek halinde iadesine, 11.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.