23. Hukuk Dairesi 2012/5111 E. , 2012/7280 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... gelmiş davalı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, müvekkilinin, eşi Hayriye ile kızları Azize ve Şenay’ın 1993 yılında davalı kooperatife ortak olduklarını, müvekkilinin konut için ortaklık yanında eşine ait dükkan payı ortaklığını 08.08.1996 tarihli makbuzla devraldığını,sonraki tarihlerde kızlarının payını da devralarak dört daire ve bir dükkan için davalıya ortak olduğunu, kooperatifçe müvekkiline verilecek daire ve konut kalmadığını ileri sürerek, şimdilik 40.000,00 TL ‘nın temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, dükkan ve daire için ayrı ayrı ortaklık bulunmadığını, davacının uzun yıllar önce ortaklıktan ayrıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince; kooperatif payı devrinin, alacağın temliki hükümlerine tabi olup, yazılı temlik sözleşmesi ve devir beyanının bulunması gerektiği, davacının eşi Hayriye’den devraldığını iddia ettiği ancak devredenin de iradesini içeren yazılı temlik sözleşmesi veya yazılı beyanı bulunmadığı dikkate alınarak dükkan payının davacı tarafından devralındığının kanıtlanamadığı dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, devredenin imza ve iradesini içermeyen makbuzun pay devri için yeterli görülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, davacının bir konut için davalı kooperatifte ortaklığının bulunduğu, davalı kooperatifin davacıya vereceği dairenin bulunmaması nedeni ile davacının davalıdan 4.692,29 TL tazminat talep edebileceği; buna karşılık davacının eşi Hayriye"den devraldığını iddia ettiği, ancak devredenin de iradesini içeren yazılı temlik sözleşmesi veya yazılı beyanı bulunmadığı için dükkana ilişkin ortaklık payının davacı tarafından devralındığının kanıtlanamadığı, dolayısıyla iddia edilen dükkan ortaklığı yönünden davacının herhangi bir tazminat da talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir..
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiş olması nedeniyle kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan harç, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiş ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK"nun 438/7. ve 6100 sayılı Yasa"nın 370/2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının üçüncü bendin c fıkrasındaki “reddedilen miktar üzerinden” ve“davacıdan alınarak davalıya verilmesine” ibarelerinin çıkarılarak yerine “ kabul edilen miktar üzerinden” ve “davalıdan alınarak davacıya verilmesine” sözcüklerinin eklenerek kararın bu şekilde düzeltilerek ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının davalıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 11.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.