(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2017/2516 E. , 2021/5420 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... İlçesi Aşağı ... Köyü çalışma alanında bulunan 566 ada 10, 14, 16, 15 ve 568 ada 1 parsel sayılı muhtelif yüzölçümündeki taşınmazlar Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı ... tarafından davalılar aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan elatmanın önlenmesi davası, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanakları ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 566 ada 10 parsel sayılı taşınmazın, ... adına, 566 ada 14 ve 16 parsel sayılı taşınmazların ... adına, 566 ada 15 parsel sayılı taşınmazın ... adına 568 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 7/8 hissesinin ... adına, 1/8 hissesinin ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacının dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmazları kapsamadığı, çekişmeli taşınmazlar üzerinde davalılar lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, aktarılan davanın kapsamı kesin olarak belirlenmemiş, davacının dayandığı tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa haritası ve revizyon durumu ilgili yerlerden sorulmak suretiyle revizyon gördüğü taşınmazların tutanakları getirtilmemiş, tapu kaydının kapsamı usulünce belirlenmemiş, taşınmazı dıştan çevreleyen komşu parsellerin kadastro tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler ile oluşmuş ise tapu kayıtları getirtilerek kayıtlar yöntemince uygulanmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacının dayandığı tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile varsa haritası ve çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin tespit tutanakları ile varsa tespitlerine esas alınan tapu kayıtları tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmeli, tapu kaydının revizyon durumu araştırılmalı, revizyon gördüğü taşınmaz ya da taşınmazlar bulunması halinde bu taşınmazların tespit tutanakları celbedilmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte öncelikle, yerel bilirkişi ve tanıklara aktarılan davanın dayanağı olan dava dilekçesi ve eki belgeler ayrıntılı biçimde okunup anlatılmalı, bundan sonra davaya konu edilen taşınmazların hudutlarının zeminde yerel bilirkişi ve tanıklarca ayrı ayrı gösterilmesi istenilmeli, bu yolla aktarılan davaya konu edilen taşınmaz ya da taşınmazların hangi taşınmaz ya da taşınmazlar olduğu, ada ve parsel numaraları duraksamaya meydan vermeyecek biçimde belirlenmeli ve bu yolla aktarılan davanın kapsamı sağlıklı biçimde saptanmalı, aktarılan davanın kapsamında kalıp kadastro tespitlerinin yanılgı ile kesinleşmiş olduğu anlaşılan taşınmazlar var ise, sözü edilen taşınmazların kadastro tespitlerinin kesinleştirilmesinin hukuksal bir değer taşımayacağı düşünülmeli, aktarılan davanın kapsamında kalan taşınmazlar belirlendikten sonra, yerel bilirkişi ve tanıklardan, davacı tarafın dayandığı tapu kaydı ve varsa haritası yöntemince uygulanıp, kapsamı öncelikle 3402 sayılı Kadastro Yasası"nın 20/A maddesi gereğince haritasına göre belirlenmeli; tapu kaydının haritasının/ krokisinin olmaması ya da uygulama kabiliyetinin bulunmaması halinde ise kaydın sınırlarına itibar edilmeli, bu amaçla dayanak tapu kaydı ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle okunup, kayıtta yazılı hudutlar yerel bilirkişilere zeminde göstertilmeli, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmeli, kayıtta yazılı olup yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için davacı tarafa tanık dinletme imkanı tanınmalı, kayıt uygulamasında komşu parsel tutanakları ile dayanaklarından yararlanılmalı ve bu yolla kayıt uygulamasına ilişkin tanık ve yerel bilirkişi sözleri denetlenmeli, bu suretle kaydın kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli; dava konusu taşınmazların söz konusu tapu kaydının kapsamı dışında kaldığı saptandığı takdirde zilyetlik araştırması yapılarak, tespit gününde zilyetleri yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesi hükmünde öngörülen kısıtlamalar da dikkate alınmak suretiyle, taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı, bu kapsamda yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinde kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kim tarafından ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; teknik bilirkişiden, yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırları ve uygulanan tapu kayıtlarının kapsadığı alanı gösterir, keşfi takibe ve bilirkişi sözlerini denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, bu yönler göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
17.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.