10. Hukuk Dairesi 2015/11391 E. , 2017/8877 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-6183 sayılı Kanunun 58. maddesi hükmüne göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kamu borçlusu tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde açacağı iptal davasında “böyle bir borcu olmadığı” nedenine dayanabilir. Kamu borçlusunun bu davada hukuken ve maddeten böyle bir borcu olmadığını kanıtlayarak ödeme emrini iptal ettirmesi mümkündür. Bu bağlamda açılan davanın 5510 sayılı Kanunun 88/16. maddesine göre iş mahkemesinin görev alanında olduğu tartışmasızdır. Ancak, 5510 sayılı Kanun’un 102. maddesinde idari para cezaları ile ilgili usul ve esaslar özel bir şekilde düzenlenmiştir. Anılan düzenleme uyarınca; Kurum tarafından düzenlenen idari para cezasına karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Kuruma itiraz edilebilir. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurulabilirler. İdari aşamada kesinleşen idari para cezaları ise Kurum alacağına dönüşür. Burada söz konusu olan idari para cezasının kendisinin iptali olup, tahsili nedeniyle tanzim edilen ödeme emrinin iptali ya da borçlu olmadığının tespiti talepleri iş mahkemesinin görev alanındadır.
Somut olay incelendiğinde, davacı kendisine gönderilen ödeme emirlerinin iptali için işbu davayı açmış, mahkemece, prim ve işsizlik sigortası primi içerikli 2013/202104, 2012/202105 nolu ödeme emirleri yönünden davacının sorumlu olduğu belirtilerek bu talepler yönünden red, 2013/202106, 202107, 202108, 202109 nolu talepler yönünden ise, gerek zamanaşımı gerek Kurumun ilgili prosedürü tamamlamadan icra takibine yönelmesinin yersiz olması ve gerekse de idare mahkemesinde açılan davalar hakkında verilen kararların kesin olduğundan bahisle yazılı şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmış ise de, 2013/202106 nolu ödeme emri için 2011/4 ve 2012/1 dönemleri, 2013/202107 nolu ödeme emri için 2012/1 dönemi, 2012/202108 nolu ödeme emri için 2011/4 ve 2012/1 dönemleri yönünden davacının Kuruma itiraz ettiği, kurum cevabi yazısının işbu davanın yargılaması sırasında davacıya tebliğ edildiği anlaşılmakla, söz konusu idari para cezalarının iptalinin ancak görevli idare mahkemesince karara bağlanabileceği belirgin olduğundan, mahkemece, yukarıda belirtilen idari para cezaları yönünden dosya tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmeli, idare mahkemesinde yargılamanın devam etmesi durumunda, işbu davada mahkemece durma kararı verilip söz konusu idari para cezalarının kesinleşmesi sonucuna göre karar verilmelidir.
3-Kabule göre de; davanın yasal dayanağı olan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesinde, itirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki kamu alacağının % 10 zamla tahsil edileceği öngörüldüğünden, davacının ödeme emrine yönelik itirazında haksız çıktığı belirgin bulunmakla, davalı Kurum yararına haksız çıkma tazminatına hükmedilmesi gerekirken, aksi yönde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.