Esas No: 2012/5520
Karar No: 2012/7270
Karar Tarihi: 10.12.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/5520 Esas 2012/7270 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
DAVALILAR :
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R-
Davacı kooperatif denetçileri, kooperatif eski yöneticileri olan davalıların, hukuka aykırı işlemleri ile kooperatifi zarara uğrattıklarını, bu konuda 21.05.2006 tarihli genel kurulda kendilerine yetki verildiğini belirterek;
1) Arsa sahibi davacı kooperatifin dava dışı yüklenici ... İnş. Taah. Org. Tur. San. ve Tic. Ltd.Şti. ile imzaladığı 10.07.1997 tarihli arsa payı karşılığı satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesinin 3. maddesi gereğince, inşaat yapılacak arsalarda yapılacak tevhit ve ifrazdan sonra ve inşaat yerleştirildikten sonra arsalarda artım olduğu taktirde artan miktarın yükleniciye verilmesinin kararlaştırıldığını, tevhit ve ifrazdan sonra konut alanı olarak belirlenen taşınmazlardan 2040, 2289 ve 2290 parsel nolu taşınmazlara yüzölçümlerini küçültülmek suretiyle inşaatların sıkıştırılarak, 2292 parsel nolu taşınmazın genel kurul kararı alınmadan 20.08.2001 tarih ve 51 sayılı yönetim kurulu kararıyla usulsüz olarak yüklenici adına Sinan Şahlanoğlu"na tapuda ferağ verildiğini, bu konuda açılan tapu iptal davasının, Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2005/692 Esas sayılı dosyasında devam ettiğini,
2) Sözleşmenin 5. ve 11. maddelerine göre her türlü plan ve projenin yaptırılması ve onaylatılması için yapılacak masraflar ve ödenecek harçların yüklenici şirkete ait olmasına rağmen genel kurul kararı olmadan;
a) ... İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile imzalanan 27.12.2001 tarihli hizmet sözleşmesi kapsamında mimar Erkan ..."a sosyal tesis mimari proje ve TUS bedeli olarak toplam 73.115,00 TL,
b) İbrahim Öztürk"e, tadilat projesi bedeli olarak 50.000,00 TL ve
c) .....e tadilat projesi bedeli avansı olarak ve proje müellefine ödenmek üzere toplam 100.000,00 TL, d) Sözleşmenin 3. maddesinin B ve C bentleri uyarınca yüklenici şirkete hiç bir ek ödeme yapılmaması gerekirken, avans bedeli adı altında 500.000,00 TL,
Bodrum yöresinde beher konutun söve ücretinin 2002-2003 yılı için en fazla 300,00 TL olduğu, 482 konut için 144.600,00 TL ödenmesi gerekirken, 550.000,00 TL ödenerek, yüklenici firmaya fazladan 405.400,00 TL ödendiğini,
e) Yüklenicinin arsa değerlerini düşük göstermesi sebebiyle kesilen cezalara itiraz sonucunda 143.234,00 TL vergi tahakkuk ettirildiğini ve şimdilik 147.531,00 TL nin cezalı olarak ödendiğini, bu konuyla ilgili kooperatif tarafından Kadıköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2006/96 Esas sayılı dosyasında açılan davanın devam ettiğini,
f) Sözleşme gereği inşaat ve tapu harçlarının ve tüm masrafların yüklenici şirket tarafından karşılanması gerektiği halde yükleniciye, 1999 ve 2000 yıllarında inşaat ve tapu harcı ile 2000 yılında proje tadilat bedeli ve teknik rapor ücreti olarak toplam 44.142,54 TL ödendiğini,
Genel kurulca verilen bir yetki olmaksızın Gümüşlük Belediyesi"ne 48.000,00 TL bağış yapıldığını,
3- Davalıların, 25.05.1997 tarihinde yapılan genel kurulda tanınan yetkiye dayanarak, yüklenici ile yapılan sözleşmeyle davacı kooperatife ait brüt 80 m² inşaat alanlı dubleks villa yapımı konusunda anlaşılmış olmasına rağmen, 09.07.2008 tarihli ek protokolle inşaat alanının brüt 75 m² olmasına muvafakat etmeleri sonucu her konut için 5 m² eksik yüzölçümlü bağımsız bölüm olmak üzere toplamda 906.250,00 TL değer düşüklüğüne neden olduklarını,
İleri sürerek, şimdilik 5.822.238,54 TL’ nin faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ..."nun vekilleri ile diğer davalılar.......davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddialar, savunmalar, benimsenen bilirkişi raporları ve dosya kapsamına göre, davalılar hakkında görevi kötüye kullanmak suçundan açılan Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2003/569 Esas ve 2006/817 Karar sayılı dosyasında beraatlarına karar verildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden onanarak geçtiği, vergi cezalarının yükleniciden tahsili amacıyla açılan Kadıköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2006/96 Esas sayılı davasından kooperatifçe vazgeçildiği, ödenen vergi cezası ile ilgili yüklenicinin ibra edildiği, bu konudaki davacı talebinin konusuz kaldığı, 2292 parsel sayılı taşınmazın yükleniciye ferağının sözleşmeye uygun olduğu, eksik yüzölçümlü inşaat nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararın oluşmadığı, davalılar hakkında usulsüz bağış yapıldığı iddiasının 26.05.2002 tarihli genel kurulda alınan bağış yapma kararı ile konusuz kaldığı, yapılan ödemelere ilişkin iddiaların ise dosyaya ibraz edilen belgeler, kooperatif kayıtları ve yanların beyanları değerlendirilerek hazırlanan bilirkişi raporlarıyla doğrulanmadığı, yapılan ödemelerde bir usulsüz bulunmadığı düzenlenen raporların dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olması nedeniyle itibar edilmesinde sakınca olmadığı, buna göre davalıların, kusurlu bir davranış ile usulsüz ödeme yaparak davacı kooperatifin zararına yol açtıklarının kabul edilemeyeceği, davacının davalıların kusurlu davrandıklarını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
I- Davalılar ..... ile ilgili tüm, diğer davalılar ile ilgili dava dilekçesinin 2 no"lu bendinin f. fıkrası ve 3 no"lu bendi yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, davacı kooperatifin yönetiminde görev alan davalıların kooperatife verdikleri zararların tazmini istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 98. maddesi yollaması ile dava ve karar tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 341. maddesi gereğince, yöneticilere karşı sorumluluk davasının görülebilmesi genel kurulun bu yönde karar alması ve davanın denetçiler tarafından açılmasına bağlıdır. Fakat anılan yönteme uyulmaması davanın hemen reddini gerektirmemelidir. Zira açıklanan hususlar dava şartı olmayıp sonradan tamamlanabilen usulü eksikliktir. Bu durumda, mahkemece, davacı tarafa 6100 sayılı HMK"nın 52, 53 ve 54 (1086 sayılı HUMK"nun 39. ve 40.) maddeleri uyarınca süre verilerek, davalı hakkında sorumluluk davası açılmasına ya da açılan bu davaya muvafakat verilmesine ilişkin bir genel kurul kararı ibrazına ve davanın gelindiği aşamada görevde olan denetçilerin davayı açan vekile vekaletname vermesine olanak tanınarak uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi, aksi halde davanın anılan usuli koşulların yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, dava usulüne uygun olarak, denetçiler tarafından açılmış ise de sorumluluk kararının alındığı 25.06.2006 tarihli kooperatif genel kurulunun 12. maddesinde 28. olağan genel kurul öncesinde görev yapan ve haklarında rapor düzenlenen eski yönetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açılması için karar alınmış olup, hakkında sorumluluk kararı alınan kişiler ve konular 05.01.2006 tarihli usulsüzlük bildirim raporu ile sınırlanmıştır. Anılan raporda usulsüzlük yaptığı belirtilerek, haklarında işlem yapılması önerilen eski yöneticiler ...,....ı olup, ...... hakkında bu anlamda alınan bir karara dosyada rastlanmadığı gibi haklarında sorumluluk kararı alınan davalılarla ilgili dava dilekçesinin 2 nolu bendinin (f) fıkrasının 1. kısmında belirtilen, 1999 ve 2000 yıllarında inşaat ve tapu harcı ile 2000 yılında proje tadilat bedeli ve teknik rapor ücreti olarak yükleniciye yapılan toplam 44.142,54 TL ödeme, dilekçenin 2 nolu bendi (f) fıkrasının 2. kısmında belirtilen, Gümüşlük Belediyesi"ne yapılan 48.000,00 TL bağış ve dilekçenin 3 nolu bendinde belirtilen, 09.07.2008 tarihli düzenleme suretiyle arsa payı karşılığı satış vaadi ve inşaat sözleşmesine ek sözleşmede her konutta 5 m² yüzölçümünün eksik olması sonucuyla bağımsız bölümlerin toplamında meydana gelen 906.250,00 TL değer düşüklüğünden doğduğu iddia edilen zararlar hakkında usulüne uygun alınan bir genel kurul kararı bulunmamaktadır. Belirtilen sebeplerle, mahkemece haklarında sorumluluk kararı bulunmayan davalılar ve sorumluluk kararı alınmayan konularla ilgili yukarıda ayrıntısıyla açıklanan şekilde bir genel kurul kararı ibrazına olanak tanınarak anılan kişiler ve kalemlerle ilgili oluşacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi, aksi halde bu davalılar ve konular yönünden davanın anılan usuli koşulların yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerekir.
II- Haklarında sorumluluk kararı bulunan davalılar ...,.... ile ilgili sorumluluk kararı kapsamı ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelenmesinde ise;
Mahkeme gerekçesinde dayandığı beraat kararı, delil yetersizliğine dayalı olup, BK"nın 53 ncü maddesi uyarınca hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte bir karar değildir.
25.05.2008 tarihli genel kurulun 8. maddesiyle kabul edilen önerge ve bu önerge gereği yapılan 09.07.2008 tarihli ek sözleşmeyle dava dilekçesinin 1 nolu bendinde belirtilen 2292 parsel nolu taşınmazın usulsüz olarak yükleniciye tapuda ferağ verilmesi, dava dilekçesinin 2 nolu bendi (d) fıkrasının 1. kısmında, yüklenici şirkete avans bedeli adı altında 08.03.2005 tarihinde yapılan 500.000,00 TL ödeme, dava dilekçesinin 2 nolu bendinin (e) fıkrasında, müteahhitin arsa değerlerini düşük göstermesi sebebiyle ödenen vergi cezası ile ilgili alınan kararlar gereğince kooperatif tarafından dava Kadıköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2006/96 Esas ve Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2005/692 Esas sayılı dava dosyalarının takip edilmemesi sonrasında davaların açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de anılan genel kurul kararının iptali halinde davanın bu kalemleri dayanaksız ve konusuz kalacağından öncellikle 25.05.2008 tarihli Genel Kurulun 8. maddesinin iptali için Ankara Asliye 6. Ticaret Mahkemesi"nin 2008/356 Esasına açılan davanın bekletici mesele yapılması gerekirken, bu hususun gözardı edilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, dava dilekçesinin 2 nolu bendinin (a), (b) ve (c) fıkralarında ileri sürülen usulsüzlüklere dayanak yapılan 10.07.1997 tarihli kat karşılığı satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesinin 5/A maddesinde mimari projelerin yüklenici tarafından yaptırılacağı kabul edilmiştir. Dava dilekçesinin 2 nolu bendinin (a) fıkrasında, mimar Erkan ..."a sosyal tesis mimari proje ve TUS bedeli olarak ödenen 73.115,00 TL dava konusu yapılmış olmasına rağmen hükme esas alınan bilirkişi raporlarında ödenen proje bedeli tartışılmadan, sadece TUS bedelinin kooperatifçe ödenmesi gerektiği yönünde görüş bildirilmiş, mahkemece genel ifadelerle usulsüzlük olmadığının belirtilmesiyle yetinilmiştir. Dava dilekçesinin 2 nolu bendinin (b) ve (c) fıkralarında, tadilat projesi bedeli ve proje müellefine ödenmek yapılan ödemelerle ilgili bilirkişi raporlarında tarihi belirtilmeksizin genel kurulda tadilat projeleri yaptırılması ve bedellerinin ödenmesi konusunda yetki alındığı görüşü bildirilmiştir. Mahkemece, belirtilen genel kurulun tarih ve madde numaraları ile alınan kararların içeriğine göre verilen yetkinin kapsamı ile ilgili denetime elverişli olarak rapor alınması gerekirken, usulsüzlük olmadığının belirtilmesi ile yetinilmiştir.
Dava dilekçesinin 2 nolu bendinin (d) fıkrasının 2. kısmında, söve ücreti olarak yüklenici firmaya fazladan 405.400,00 TL ödendiği iddiasıyla ilgili yerinde keşif ile işin ve ödemenin yapıldığı tarihlerin ayrı ayrı ve ödeme şekli de belirtilerek, bu tarihlere göre yapılan iş için yapılan ödemelerin, rayiç değerlerine uygun olup olmadığının denetlenebilir şekilde araştırılması gerekirken, 10.04.2009 tarihli bilirkişi raporunda yapılan söve imalatının detayları, miktarı tam olarak bilinmemekle birlikte faturalar incelendiğinde fiyatlarının yapılan işin kalitesine göre yapıldığı, günün rayiç bedelleri sınırları dahilinde olabileceği şeklinde ve 05.10.2009 tarihli bilirkişi raporunda söve ek işleri kapsayan faturalar ile ödemelerin tamamının söve bedeli olmadığı, ödemelerin yapılma süresine göre uygulanan eskalasyon farklarını da içerdiği şeklinde, ödenen faturalardaki ek iş ve söve için ödenen miktarlar ayrı ayrı gösterilmeden ve eskalasyonun nasıl hesaplandığı anlaşılabilir bir şekilde ortaya konmadan görüş bildirilmesi ve mahkemece, bu görüşe itibar edilerek bu konuda da sadece usulsüzlük olmadığının belirtilmesi doğru görülmemiştir.
Diğer yandan, mahkeme gerekçesinde dava konusu bir kısım kalemler gerekçesiz bırakıldığı gibi, şeklen gerekçe yazılan bir kısım hususlar da yeterince ve denetime elverişli şekilde tartışılmamıştır. Hukuki uyuşmazlığın çözümü için mahkemece, öncelikle tarafların ileri sürdüğü ve savunduğu hususlar çerçevesinde maddi olayın denetime de elverişli olacak şekilde aydınlatılması ve bundan sonra hukukun somut olaya uygulanması gerekmektedir.
Anayasanın 141/3 maddesi uyarınca, bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Karar tarihinde yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK"nun 388/3. maddesi bu hususu "Kararda, iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışması ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep bulunması gerekmektedir." şeklinde düzenlemiştir. Temyiz inceleme tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK"nın 297/1-c maddesi uyarınca da, hükmün tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerekir. Kararlarda bulunması gereken gerekçeler sayesinde taraflar, hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK"nın 428 nci maddesi uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanabilecektir. Diğer bir anlatımla, Yargıtay denetimi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. Açıklanmaya çalışıldığı üzere, mahkemece, tarafların tüm delillerinin açıkça değerlendirilerek davanın hangi gerekçeyle reddedildiğinin karara yansıtılması gerekirken, yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması, Anayasanın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesini, 6100 sayılı HMK"nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkını ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkını ihlal edecektir.
Son olarak, 6100 sayılı HMK"nın 266/1. (HUMK"nın 275.) maddesi "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir" hükmünü içermektedir. HMK"nın 281 ( HUMK"nun 283.) nci ve 282 (HUMK"nın 286.) nci madde hükümlerinde de hakimin bilirkişi raporunu diğer delillerle birlikte sebestçe takdir edeceği, ancak bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor ya da sözlü açıklama isteyebileceği gibi, başka bir bilirkişiden rapor alabileceği öngörülmüştür.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporları doğrultusunda davanın reddine karar verilmişse de yukarıda belirtilen sebeplerle hükme esas alınan bilirkişi raporu denetime elverişli ve yeterli görülmemiştir. İşin çözümünde teknik veya özel bilginin gerekliliği sonucuna varıldığına göre, alınan bilirkişi raporlarının yetersiz ve denetime elverişli olmadığı kabul edilerek, Söve ücreti ile ilgili gerekirse mahallinde keşif ve inceleme yapıldıktan sonra kooperatif konusunda uzman bir bilirkişi ile inşaat mühendisi bir bilirkişinin de dahil olacağı yeni bir bilirkişi kurulundan tarafların iddia ve delilleri ile tüm dosya kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözmeye elverişli, anlaşılabilir, denetime elverişli bir rapor alınarak, oluşacak sonuç çerçevesinde uygun bir karar vermek gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (I) No"lu bentte açıklanan nedenlerle hükmün yasa gereği (re"sen) (II) No"lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı kooperatif yararına olmak üzere BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.