BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/668 Esas 2019/1140 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2018/668
Karar No: 2019/1140
Karar Tarihi: 06.11.2019
BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/668 Esas 2019/1140 Karar Sayılı İlamı
T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/668
KARAR NO : 2019/1140
DAVA : MENFİ TESPİT (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/07/2018
KARAR TARİHİ : 06/11/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu .... bank ..... Şubesine ait, 15/06/2018 keşide tarihli, 100.000,00-TL bedelli, ..... seri numaralı, keşidecisi ..... Belediye Başkanlığı olan çekin çalıntı çek olduğunu, çek lehtarının müvekkili firma olduğunu, çekin arkasında bulunan müvekkili firmanın ..... İnşaatın kaşe ve imzasının sahte olarak düzenlendiğini, müvekkili firmanın diğer cirantaları tanımadığı gibi ticari bir ilişkisinin de bulunmadığını, tüm bilgi ve belgeler toplandığında ve imza incelemeleri yapıldığında müvekkili firmanın davalıya çalıntı çekten dolayı bir borcunun bulunmadığının müvekkili firmanın işbu çekten sorumlu tutulamayacağının sübuta ereceğini ileri sürerek, müvekkili firmanın borçlu olmadığının tespitine, davalının kötü niyetli veya ağır kusurlu hamil olduğunu, bu nedenle takip dayanağı çekin müvekkili şirkete iadesi için istirdadına, %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına davalı yanın mahkumiyetine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, icra takibine konu çekteki imzanın davacıya ait olmaması nedenine dayanan ve İİK. 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit ve istirdat davasıdır.
Taraflar arasında tartışmalı olan husus ise davaya ve takibe esas çekteki imzanın davacıya ait olup olmadığı, keşide tarihi öncesi itibari ile davacıya atfedilebilecek herhangi bir mukayese imzanın bulunup bulunmadığı, davacının çekten dolayı borçlu bulunup bulunmadığı, taraflar lehine tazminata hükmedilmesinin gerekip gerekmediği notkasında toplanmaktadır.
Dava konusu ...... bank ..... Şubesi, İstanbul keşideli, 15/06/2018 keşide tarihli, 100.000,00-TL bedelli ..... çek nolu keşidecisi ..... Belediye Başkanlığı olan çeke ilişkin davacı tarafından Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına ..... soruşturma numarası ile şikayette bulunulmuş ayrıca Bakırköy .... Asliye Ticaret Mahkemesinin .... Esas numarası ile çek iptali davası açıldığı anlaşılmaktadır. Bakırköy ... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasına çekin yetkili hamilinin davalı olduğunun ortaya çıkması üzerine davacı tarafından eldeki dava açılmıştır.
Dayanak çek aslı, dayanak çek iptali dava dosyasında ve tüm belgelerde davacıya atfedilen imzalı belgeler var ise bunların asılları ve tüm dosya kapsamı gözetildiğinde, dava konusu çekteki imzanın diğer mukayese konusu belgelerdeki imzalar ile kıyaslandığında, aynı el ürünü olduğuna dair teknik bir veri olup olmadığı, çekteki imzanın davalı şirket temsilcisinin yokluğunda atıldığının, davalı tarafından savunulması da gözetildiğinde, çekteki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı, bu konuda davacıyı bağlayan teknik veri olup olmadığı hususlarında bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Sahtecilik ve grafoloji uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen raporda mevcut inceleme şartları, belirlenen ve mukayese tablosunda gösterilen bulgular ışığında inceleme konusu ..... bank/..... Şubesine ait, 15/06/2018 keşide tarihli, 100.000,00-TL bedelli, ..... seri numaralı çekin arka yüzünde atılı bulunan ciranta imzasının, mukayeseye esas imzalarına kıyasla davacı şirket yetkilileri ..... ve .....'un elinden çıktığını gösterir bulguların bulunmadığı teknik görüş olarak açıklamıştır.
Davalı 11/10/2019 tarihinde mahkememize sunduğu dilekçesinde davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
Toplanan deliller ve yapılan açıklamalar gözetilerek, davanın kabulü de dikkate alınarak, TTK'nun 704.maddesi hükmüne göre, "çek herhangi bir surette hamilinin elinden çıkmış bulunursa ister hamiline yazılı bir çek söz konusu olsun, ister ciro yoluyla nakledilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 702.maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş ve ağır kusuru bulunduğu halde o çeki geri vermekle yükümlüdür" düzenlemesi bulunmaktadır. Davalının 11/10/2019 tarihli dilekçesi ile davayı kabul ettiği, HMK'nın 311.maddesi gereğince kabulün davaya son veren taraf işlemi olduğu, davalı tarafından yapılan kabulün HMK'nın 309.maddesine uygun olduğu anlaşıldığından dava konusu çekin davacıya iadesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABUL NEDENİYLE KABULÜNE; dava konusu .... bank ..... Şubesine ait ..... çek nolu 15/06/2018 vadeli 100.000,00-TL bedelli, çekin davalıdan alınarak davacıya iadesine, (istirdatına)
2-Davacının bu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 6.831,00-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.707,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.123,25-TL harcın davacının 06/11/2019 tarihli duruşmasındaki beyanı doğrultusunda davacıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacının 06/11/2019 tarihli duruşmasındaki beyanı doğrultusunda vekalet ücreti talebi olmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri, başvurma harcı ve peşin harç masrafının davacının 06/11/2019 tarihli duruşmasındaki beyanı doğrultusunda davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2'nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete'de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360'ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 06/11/2019
Katip ...
¸e-imza
Hakim ...
¸e-imza
