(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/8998 E. , 2020/8607 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının ... Bölge Müdürlüğünün transfer Ulaştırma Bölümünde 25.10.2007 tarihinde sürücü olarak çalışmaya başladığını, haftanın 6 günü 06:00-20:00 saatleri arasında çalıştığını, müvekkilinin 08.07.2014 tarihinde ... 4. Noterliğinden 12310 yevmiye numarasıyla davalı şirkete fazla mesailerinin ödenmesine dair ihtarname çektiğini, davalı tarafın ödemeyi yapmadığı gibi müvekkilini gece vardiyasına alarak haksızlık yaptığını, müvekkilinin 12.08.2014 tarih 22073 yevmiye nolu fesih bildirimini çekerek iş akdini feshettiğini, müvekkilinin işe giriş tarihinden itibaren günde 14 saatten, haftada 64 saatten fazla çalıştırılmasına rağmen fazla mesai ücretinin ödenmediğini belirterek; bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda ve yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Taraflar arasında ıslaha karşı ile sürülen zamanaşımı savunması nedeniyle zamanaşımına uğrayan fazla çalışma bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, mülga 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 371/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.Mülga 1086 sayılı HUMK yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa(suskun kalınmışsa) zamanaşımı defi geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı defi dikkate alınmaz.
Somut uyuşmazlıkta, davacı, 25.01.2016 tarihinde davasını miktar yönünden ıslah etmiştir. Islaha karşı davalı yanca süresinde zamanaşımı savunmasında bulunulmuştur. Bu savunma nedeniyle 25.01.2011 tarihinden öncesine ait hesaplanan fazla çalışma alacağı dava dilekçesinde talep edilen miktarı aşan tutarda zamanaşımına uğrar. Ne var ki; Mahkemece ıslaha karşı zamanaşımı savunması dikkate alınmamış olup bu husus hatalı bulunmakla bozmayı gerektirmiştir.
3- Somut olayda, davalı temyizinde, davacının banka hesap kayıtları celp edilmediğinden ödemelerin tespit edilemediği itirazında bulunmuştur. Davalı tarafın cevap dilekçesinde delil olarak banka kayıtlarına dayanmış ve davacıya ait hesap numarasını bildirmiş ise de Mahkemece kayıtlar dosya içerisine alınmamıştır. Banka kayıtları getirilerek alacak kalemlerine ilişkin ödemeler varsa değerlendirildikten sonra sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi hatalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 02.07.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.