10. Hukuk Dairesi 2020/2912 E. , 2021/3220 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
..
Dava, davacı şirketin bir yıl süreyle teşvik aktivasyonlarının geçici olarak iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle “davanın reddine,” dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince “istinaf başvurusunun esastan reddine,” karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili; davalı Kurumun davacı şirketin bir yıl süreyle teşvik aktivasyonlarının geçici olarak iptaline dair verilen kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum vekili; Kurumun resmi kayıtlarının incelenmesi, tanık beyanlarına dayanılarak hüküm verilmemesi davanın Yasal süresinde açılıp açılmadığının değerlendirilmesi gerektiğini, Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddini gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "davalı Kurum tarafından tespite dayanak oluşturan kayıt Polis Merkezi tarafından mevzuat gereği 24 saat veya 3 gün içinde çalışanlar için işveren tarafından düzenlenmesi gereken formdur. Polis Merkezi Kaydının davalı Kurum tarafından kayıt dışı istihdamın tespitinde yasal dayanak olarak kullanılmasının usul ve yasaya uygun olup davalı kurum tarafından davacı şirketin 01/12/2015 tarihinden itibaren birgün süreyle teşvik aktivasyonlarının geçici iptaline dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu davacı talebinin yerinde olmadığı kanaatiyle," “davanın reddine,” karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
“İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Yasanın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine,” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesinde; davalı Kurum tarafından yapılan denetim neticesi cezanın kaldırıldığı, bu konuda açılmış idari yargı davasında sonuç olarak tahakkuk eden idari para cezası işleminin iptal edildiği, Kurumun keyfiyeti Mahkemeye bildirmeyerek hak kaybı yaşamasına sebebiyet verdiği, davanın reddi kararının kaldırılarak kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek, kararın bozulması talep edilmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın Yasal dayanığını oluşturan 29/05/2013 tarih ve 28661 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 21/05/2013 Tarih ve 6486 sayılı Yasanın 5. maddesi ile; “ 5510 sayılı Yasa"nın 81. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinin yedinci cümlesi ile son cümlesi yürürlükten kaldırılmış, aynı fıkraya aşağıdaki bent, aynı maddeye birinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra ve maddenin sonuna aşağıdaki fıkralar eklenmiştir :
i) Özel sektör işverenlerinin yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı olarak yurt içinden götürülen sigortalılar için, bu maddenin(f) bendine göre prime esas kazanç üzerinden ödenecek primin işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanır. Bu bent hükümlerinden faydalanabilmek için; çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak işverenler tarafından bu Kanun uyarınca verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içinde Kuruma verilmesi, bu sigortalılara ilişkin olarak yatırılması gereken sigorta primi tutarlarının Hazinece karşılanmayan kısmının yasal süresi içinde işverenlerce ödenmiş olması ve bu işverenlerin Kuruma prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcunun bulunmaması şarttır. Ancak Kuruma olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarını 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre tecil ettiren ve taksitlendiren işverenler ile taksitlendirme ve yapılandırma kanunlarına göre taksitlendiren ve yapılandıran işverenler bu tecil, taksitlendirme ve yapılandırmaları devam ettiği sürece bu bent hükmünden yararlandırılır. 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerleri; 2886 sayılı Kanun ve 4734 sayılı Kanun hükümlerine istinaden yapılan alım ve yapım işleri, 4734 sayılı Kanundan istisna olan alım ve yapım işlerine ilişkin işyerleri; ek 2 nci madde kapsamında uygulanan teşvikten yararlanan işyerleri ile sosyal güvenlik destek primine tabi tutulmak suretiyle çalışanlar hakkında bu bent hükümleri uygulanmaz. Hazineden karşılanan prim tutarları, işverenler bakımından gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz.
On ve üzerinde sigortalı çalıştıran işyerlerine uygulanmak üzere, birinci fıkranın (ı) bendinde belirtilen ve Hazinece karşılanan puana, prime esas kazanç alt sınırı üzerinden altı puana kadar ilave puan eklemeye, sosyo-ekonomik gelişmişlik endeksini dikkate almak suretiyle ilave puan uygulanacak illeri ve uygulama süresini belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.
Yapılan kontrol ve denetimlerde, çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirilen sigortalının fiilen çalışmadığının tespit edilmesi hâlinde, işverenler bir yıl süreyle bu maddeyle sağlanan destek unsurlarından yararlanamaz. Bu madde kapsamındaki teşvikten yersiz olarak faydalanıldığının tespiti hâlinde, yararlanılan teşvik tutarı işverenden gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlık, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı tarafından müştereken belirlenir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Öte yandan, 27/03/2018 tarihli ve 7103 sayılı Vergi Kanunları ile bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik yapılması hakkında Kanun"un 70. maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen Ek 17. maddesi ile: “Bu Kanun veya diğer Kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabileceği halde yararlanılmadığı ay/dönemlerde gerekli tüm koşulların sağlanmış olması ve yararlanılmayan ayı/dönemi takip eden altı ay içerisinde Kuruma müracaat edilmesi şartlarıyla, başvuru tarihinden geriye yönelik en fazla altı aya ilişkin olmak üzere, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşviki, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere ilişkin olmak üzere tüm şartları sağladığı halde bu Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanmamış işverenler ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yararlanılan prim teşviki, destek ve indirimlerin değiştirilmesine yönelik talepte bulunan işverenler tarafından en son bu maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından itibaren bir ay içinde Kuruma başvurulması halinde, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşvik, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.
Bu maddenin ikinci fıkrası kapsamında talepte bulunan işverenlere iade edilecek tutar, maddenin yürürlük tarihinden önce talepte bulunanlar için maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından, yürürlük tarihinden sonra talepte bulunanlar için ise, talep tarihini takip eden aybaşından itibaren kanuni faiz esas alınmak suretiyle hesaplanarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak üç yıl içinde ödenir. Ödeme, öncelikle bu Kanunun 88 inci maddesinin on dört ve on altıncı fıkralarına göre muaccel hale gelmiş prim ve her türlü borçlardan, sonrasında ise ilgili kanunlar uyarınca yapılandırma veya taksitlendirme de dâhil olmak üzere müeccel haldeki prim ve her türlü borçlarından mahsup yoluyla gerçekleştirilir. Ancak, üç yıl sonunda ilgili kanunları gereği yapılandırılma veya taksitlendirilme sebebiyle vadesi gelmemiş taksit ödemelerinden peşinen mahsup edilir. Kuruma borcu bulunmayan işverenlere altı ayda bir eşit taksitlerle iade yapılır.
Görülmekte olan davalarda ayrıca bir başvuru şartı aranmaksızın, dava öncesi yapılan idari başvuru tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte hesaplanacak tutar üçüncü fıkra hükümlerine göre mahsup veya iade edilir. Mahkemelerce, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davalarda davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Yargılama giderleri idare üzerinde bırakılır ve vekâlet ücretinin dörtte birine hükmedilir. Ayrıca, ilk derece mahkemelerince verilen kararlar hakkında Sosyal Güvenlik Kurumunca Kanun yollarına başvurulmaz ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan Kanun yolu başvurularından vazgeçilmiş sayılır." şeklinde düzenleme getirilmiş, 5510 sayılı Yasanın ek 17. maddesinin 4. fıkrası hükmünün iptali için Anayasa Mahkemesi"ne başvuruda bulunulmuş ve Anayasa Mahkemesince 19.02.2020 gün ve 2018/139 E. 2020/12 K. Sayılı karar ile bu hükmün iptaline karar verilmiş ve karar 05.05.2020 tarih ve 31118 sayılı Resmi gazetede yayımlanmıştır.
Eldeki davada geri çevirme kararı sonrası davalı Kurumun 27/02/2017 tarihli ve 400098/028 sayılı denetmen raporunun dosyaya sunulduğu, adı geçen raporda “ ... isimli şahsın ... İthalat San Dış Tic. Ltd. Şti. ünvanlı işyerinin alt işvereni olan ...ünvanlı işyerinde sigortalı olduğundan bu işyeri dikkate alınarak raporun tanzim edildiği, yapılan denetim ve inceleme sonucunda ... isimli şahsın ...ünvanlı işyerinde işe başlama tarihinin 21/08/2015 tarihi olarak esas alınması ve Kıraç Polis Merkez Amirliğinin 28/09/2015 tarih ve 13.642.798 sayılı yazısına istinaden uygulanan idari para cezasının iptal edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığının” belirtildiği, 10/03/2017 tarih ve 1373259 sayılı Kurum yazısı ile söz konusu idari para cezalarının iptal edildiğinin davacı şirkete de bildirildiği anlaşılmaktadır. Yine davacı tarafından, idari para cezası kararlarına karşı idari yargıda dava açıldığı, idari yargıda sonuç olarak “ konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,” şeklinde karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yargılama esnasında devam ettiği anlaşılan Kurum denetiminin sonucu beklenmeden eksik araştırma ve inceleme sonucu ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Yapılacak iş, Mahkemece davalı Kurumun 27/02/2017 tarihli ve 400098/028 sayılı denetmen raporu ve eklerini değerlendirmek suretiyle bir karar vermekten ibarettir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34.Hukuk Dairesinin istinaf isteminin reddine ilişkin kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 11/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.