17. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/10268 Karar No: 2010/856 Karar Tarihi: 8.2.2010
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2009/10268 Esas 2010/856 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2009/10268 E. , 2010/856 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ...’ün amme alacağının tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla Eskişehir, ...11 parselde kayıtlı taşınmazın 308 hissesini 1.4.2003 tarihinde kızı davalı ... Dinçer’e, onunda 12.12.2006 tarihinde davalı ...’a sattığını belirterek tasarrufun iptaline, davalı ...’ın iyiniyetli kabul edilmesi halinde taşınmazın 12.12.2006 tarihindeki rayiç bedelinin bu tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...’den tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı ... Dinçer vekili dava konusu taşımazın ... tarafından torunun tedavisi için satıldığını, borçtan 2007 yılında haberdar olduklarını, aciz belgesi sunulmadığını, davanın süresinde açılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., dava konusu taşınmazın iyiniyetle ve banka kredisi kullanarak aldığını, davanın süresinde açılmadığını belirterek reddini savunmuştur. Davalı ... tebligata rağmen savunma yapmamıştır. Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre borçlu ile kardeşi Yasemin arasındaki tasarrufun gerçek bir satış olduğu davalı ...’ün kötüniyetli olduğu ispatlanamadığı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı AATUHK’nun 24. ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yasanın 30. maddesinde borçlunun malı bulunmadığı veya borca yetmediği takdirde amme alacağının bir kısmının veya tamamını tahsiline imkan bırakmamak maksadıyla borçlu tarafından yapılan bir taraflı muamelerle borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan bütün muameleler tarihleri ve ne olursa olsun hükümsüz olduğu belirtilmiştir. Somut olayda davalı ...’ün 1998-2005 yılları arasındaki döneme ilişkin vergi borçlarının mükellefi olduğu hakkındaki takiplerin kesinleştiği 6.9.1999 tarihli haciz tutanağı ile 2.2.2007 tarihli mal beyanı dilekçesinden borcu karşılayacak malının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Borçlunun tasarrufta bulunduğu davalı ... Dinçer borçlunun kızı olduğundan borçlu annesinin durumunu ve maksadını bilen veya bilebilecek kişilerdendir. Davalı 4. kişi ... ise dava konusu taşınmazı 12.12.2006 tarihinde satın almasına rağmen davalı ... Dinçer’e çıkarılan dava dilekçesinin 22.2.2008 tarihinde davalı ...’e karar tebliğin 21.10.2009 temyiz tebliğinin 10.11.2009 tarihinde dava konusu taşınmazın bulunduğu ... adresinde bizzat tebliğ edildiği bu durumun hayatın olağan akışına uygun olmadığı dava konusu taşınmazın halen borçlu ve kızı Yasemin tarafından kullanıldığı anlaşıldığından her iki tasarrufun da 1.4.2003 tasarruf tarihine kadar olan alacak ve ferileriyle sınırlı olarak 6183 sayılı yasanın 30. maddesi gereğince iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 8.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.