3. Hukuk Dairesi 2017/14602 E. , 2017/13824 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ)MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; 9-10 Mart 2013 akşamı kaydedilen yağış sırasında ....Mahallesi 440. Sokakta bulunan Kahramanlar Sitesinin bahçesini çevreleyen ruhsatsız ve gereği gibi yapılmadığı tespit edilen beton istinat duvarının çökmesi nedeniyle araçlarının hurda haline geldiğini ve bu araçlarını kasko değerinden çok aşağıda satmak zorunda kaldıklarını beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla davacılardan.... için 9.000,00 TL, ....çin 8.000,00 TL .... için 22.100,00 TL, .... için 8.092,00 TL ve .... için 15.7000,00 TL olmak üzere toplam 62.982,00 TL tazminatın olay günü itibari ile yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmişlerdir.
Davalı; öncelikle duvarın yapım tarihi olan 2006 yılı ile olayın meydana geldiği tarih arasında zaman aşımının dolduğunu ileri sürmüş, olayın doğal afet olduğunu ve meydana gelmesinde kendisinin kusuru bulunmadığını, arabalarını otopark olmayan yere park eden davacıların da kusurları bulunduğunu, duvarın istinat duvarı niteliğinde olmadığını, ayrıca araçların gerçek piyasa değerlerinin kasko değerinin altında olduğunu ve bazılarının tamir edilebileceğini belirterek davanın ... Belediye Başkanlığına,.... Müdürlüğüne ve ..... Genel Müdürlüğüne ihbarına ve esastan reddine karar verilmesini dilemiştir.
İhbar olunanlar ..., ... ve ..., herhangi bir sorumlulukları olmadığını belirterek davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece; meydana gelen yağmur yağışı nedeni ile davalının müteahhiti olduğu ...440. Sokak adresindeki .... Sitesinin bahçesinin kuzey kısmında bulunan duvarın çöktüğü ve davacıların araçlarının çöken duvarın altında kaldığı, ilgili duvarın fazla yağan yağmur nedeni ile değil de inşaat tekniğine uygun yapılmamış olması nedeni ile yani davalının kusuru nedeni ile yıkıldığı sonucuna varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, haksız fiil sorumluluğuna dayalı tazminat talebine ilişkindir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için, kanunun amacı içerisinde tanımlanan taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut olayda; davalı her ne kadar davacıların araçlarının üzerine yıkılan ve araçların hasar görmesine neden olan duvarın bulunduğu sitenin müteahhitliğini yapmış ise de davacılar ile davalı arasında bir sözleşme bulunmamaktadır. Bu durumda davalının müteahhit olması, davaya tüketici mahkemesi sıfatı ile bakılmasını gerektirmez. Davacıların 4077 sayılı yasa kapsamında tüketici olmadığı anlaşılmaktadır. Bu duruma göre uyuşmazlığın çözümü Tüketici Mahkemelerinin görevi içerisinde değildir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görev konusunda kazanılmış hak da sözkonusu olmaz. Bu durumda davaya bakmaya Genel Mahkemeler görevlidir.
Öyle ise mahkemece, bu ilkeler esas alınarak ve genel mahkemelerin görevli olduğu gerekçesi ile davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu Tüketici Mahkemesi sıfatıyla işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.