23. Hukuk Dairesi 2012/5045 E. , 2012/7251 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, bedeli paylaşıma konu ... plaka sayılı araç üzerinde müvekkinin ve davalının haczinin bulunduğunu, satış bedelinin davalıya ödendiğini ancak davalının Elmadağ İcra Müdürlüğü"nün 2010/1832 Esas dosyasında takip edilen alacağın muvazaalı olduğunu bu nedenle sıra cetvelinin iptali ile davalıya sıra cetvelinde ödenen bedelin müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin alacağının gerçek olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı alacağının bonoya dayalı olduğu, takipten önce 04.10.2010 tarihinde borçluya protesto çektiği, noterde düzenlenen 23.08.2010 tarihli temlikname ile ..."ın borcuna karşılık alacaklarının tamamını davalıya temlik ettiği, davalı ile borçlu arasındaki takibin muvazaalı olduğunun ispatlanamadığı, yapılan takiple ilgili önceki tarihli temlikname bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davaları kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri iddiasına dayanır. İspat yükü ise davalı alacaklıdadır. Davalı alacaklının, borçludan gerçek bir alacağı olduğunu birbirini doğrulayan belgelerle ispatlaması gerekir. Somut olayda davalı ..., borçlu ... hakkında, Elmadağ İcra Müdürlüğü"nün 2010/1832 sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatmıştır. Alacak miktarı 100.000,00 TL olup, alacağın dayanağı olarak oto ve gayrimenkul satımı gösterilmiştir. Alacağın varlığına dair takip talebine ekli herhangi bir belge bulunmadığı gibi, yargılama sırasında da davalı yanca alacağın ispatına yarar bir delil sunulamamıştır. 15.03.2012 ve 08.05.2012 tarihli duruşmalarda davalı vekili, delillerini sunduklarını, ibraz edecek başka delilleri olmadığını beyan etmiş ve mevcut delillere göre karar verilmesini talep etmiştir. Karar gerekçesinde dayanılan 23.10.2010 tarihli temlikname ise tek başına, davalının borçludan gerçek bir alacağı olduğunu ortaya koymayacağı gibi, borçlunun "borca karşılık davalıya alacağını temlik ettiği" yönündeki soyut açıklamaları da davalının alacağının gerçek olduğunu ispata yeterli değildir. Bu durumda, davalı alacağını kanıtlayamadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.