Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Özellikle, davalının bayii köy tüzel kişiliği lehine zilyetlik ile iktisap koşullarının oluşmadığı, davalı aynı köyden olup satış işleminin 442 Sayılı Yasa hükümleri gözardı edilerek gerçekleştirildiği ve taşınmazın 3402 Sayılı Yasanın 18. maddesi hükmü kapsamında, Hazine adına tescil edilebilir nitelikte olduğu gözetilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Ancak, talep ve dava olmadığı halde, 3402 Sayılı Yasanın 19 ve TMK’nun 1009. maddesi hükümleri gözardı edilerek taşınmaz kaydına muhtesat şerhi konulması doğru değildir. Öte yandan, hükümden sonra 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasanın 16. maddesiyle 3402 Sayılı Yasanın 36. maddesi hükmüne bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre, kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle davalı aleyhine yargılama giderleri ve avukatlık ücreti hükmolunamayacağına ilişkin düzenleme karşısında, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti bakımından bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi için hüküm bozulmalıdır. Tarafların temyiz itirazının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.