MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


Davacı vekili asıl dava dilekçesinde, 13.02.2011 tarihli kat malikleri kurulu kararının, birleşen davada ise 20.04.2011 tarihli kat malikleri kurul toplantısının iptali istenilmiştir. Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davada ise 20.04.2011 tarihli kat malikleri kurul toplantısında alınan kararlardan 7 nolu kararın iptali yönünden davanın kabulüne, diğer kararlar yönünden ise davanın reddine karar verilmiş, hüküm asıl-birleşen dava davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
Mahkemenin 17/06/2013 tarihli 2011/893 esas 2013/714 karar sayılı ilamı ile asıl davada 13/02/2011 tarihli kat malikleri kurul kararının iptaline ilişkin talebin reddine, birleşen davada ise 20/04/2011 tarihli kat malikleri kurul kararlarından 7 nolu kararın iptaline karar verilmiş olup, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 12/05/2014 tarihli 2014/7490 esas 2014/8630 karar sayılı ilamı ile asıl dava yönünden 13/02/2011 tarihli kat malikleri kurulu kararının iptal edilmesinin gerektiği gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuş, mahkemece Dairemizin bozma kararı doğrultusunda asıl davanın kabulüne, 13/02/2011 tarihli kat malikleri kurul kararının iptaline karar verilmiş, asıl dava ve birleşen dava davacı vekilince karar temyiz edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; bozma kararı öncesi verilen mahkeme kararında birleşen dava yönünden davalı lehine vekalet ücreti verilmediği ve davalının da kararı temyiz etmediği, Dairemizin bozma kararı ile asıl dava yönünden verilen kararın bozulduğu, bozma konusu yapılmayan birleşen dava yönünden bozma kararı sonrası davalı lehine vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmıştır. Mahkemece bozma kararı sonrası davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, gerekçeli kararın üçüncü paragrafında yer alan "750,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," ibaresinin hükümden çıkartılması suretiyle 6100 sayılı HMK.ya 6217 sayılı Kanunla eklenen Geçici 3. madde gözetilerek HUMK.nun 438. maddesi uyarınca hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.