(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2012/18173 E. , 2013/1673 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye
İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı alacaklı, davalı borçlu hakkında başlattığı 30.03.2012 tarihli haciz ve tahliye talepli icra takibinde Ekim 2011 ile Mart 2012 ayları arasındaki kira bedelleri ile gecikme tazminatının tahsilini istemiştir.Davalı borçluların itirazı üzerine davacı alacaklı İcra Mahkemesine müracaat ederek itirazın kaldırılmasını ve kiralananın tahliyesini talep etmiştir.Mahkemece itirazın kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmiş karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalılar vekilinin tahliyeye ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Asıl kira alacağı 12.000,00 USD"ının takipten sonra ve fakat itirazdan önce ödendiği kabul edildiğine göre temerrüt oluşmadığından tahliye kararı verilmesi doğru değildir.
3-Davalıların gecikme cezasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinin özel şartlar 5. maddesinde kira bedellerinin zamanında ödenmediği takdirde her ay için %10 gecikme zammı uygulanacağı, 1 ay kira bedelinin ödenmemesi halinde müteakip aylar kira alacağının muaccel olacağı hükmüne yer verilmiştir.01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 346.maddesinde kiracıya kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemeyeceği özellikle kira bedelinin zamanında ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmaların geçersiz olduğu hüküm altına alınmıştır.Öte yandan 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un “Geçmişe Etkili Olma” başlıklı 2.maddesinde Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanacağı, “Görülmekte Olan Davalara İlişkin Uygulama” başlıklı 7.maddesinde de Türk Borçlar Kanunu"nun;kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120., aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138.maddesinin, görülmekte olan davalarda da uygulanacağı öngörülmüştür.Türk Boçlar Kanunu"nun “Kiracı Aleyhine Düzenleme Yasağı” başlıklı 346.maddesinin kamu düzenine ilişkin bir hüküm olduğu uyuşmazlık konusu değildir.Ancak 04.07.2012 tarihli 6353 Sayılı Kanun"un 53. maddesi ile değiştirilen 31.3.2012 tarihli 6217 Sayılı Kanun"un Geçici 2. maddesine göre”Kiracının Türk Ticaret Kanununda tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarında, 11/01/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 323, 325, 331, 340, 342, 343, 344, 346 ve 354 üncü maddeleri 01/07/2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanmaz. Bu halde, kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümleri tatbik olunur. Kira sözleşmelerinde hüküm olmayan hallerde mülga Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmüne göre kiracısı tacir ve tüzel kişi olan işyerlerinde Türk Borçlar Kanunu"nun 346. maddesi uygulanmayacaktır.
Olayımızda davacı alacaklı 30.03.2012 tarihinde başlattığı icra takibinde Ekim 2011 ile Mart 2012 ayı (dahil) arası ödenmeyen kira bedellerinin gecikme tazminatları ile birlikte tahsilini istemiştir.Dosya içeriğinden kiracının TTK.nu kapsamında tacir olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Bu durumda mahkemece kiracının tacir olup olmadığı araştırılarak, tacir olması durumunda hakkında TBK.nun 346.maddesinin 1.7.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süre ile uygulanamayacağı gözetilerek şimdiki gibi, tacir olmadığının anlaşılması halinde ise yeni yasal düzenleme karşısında ceza koşulunun geçersiz hale geldiği kabul edilerek ceza koşuluna ilişkin isteğin reddine karar verilmesi gerekir.
Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 2. ve 3. bentlerde açıklanan nedenlerle tahliye ve gecikme cezasına ilişkin kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 05.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.