7. Hukuk Dairesi 2015/6349 E. , 2016/6468 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacının haftalık 55 saatin üzerinde çalıştırıldığını fakat kendisine fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi, öğlen ara dinlenmesinin 30 dakika olarak kullandırılması, hafta sonları ve resmi tatil günlerinde çalışmaya zorlanması ve bu günlere ilişkin çalışmalarının karşığılının ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenlerle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının davalı işyerinde çalışmaktayken 20.04.2013 günü istifa etmek istediğini söyleyerek insan kaynakları müdürüne başvurduğunu ve tarihinin henüz belli olmaması nedeniyle yazılı dilekçesini daha sonra vereceğini belirttiğini, devam eden iş günlerinde ise amirlerinin izni ve bilgisi dışında, mazeret bildirmeksizin işe gelmediğini bu durumun tutulan tutanaklarla sabit olduğunu, davacının iş akdinin haklı bir nedene dayanmaksızın sonlandırdığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Anayasanın 141"nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbirine aykırı olmaması gerekir.
Somut olayda, mahkemenin gerekçesinde davacının Bandırma"da çalıştığı sürede haftalık 6,5 saat ve Diyarbakır"da çalıştığı sürede haftalık 10 saat fazla çalışma yaptığını belirtmesine rağmen tüm çalışma döneminde haftada 10 saat fazla çalıştığı kabulüyle hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurduğu görülmüştür. Öncelikle davacının Bandırma"da çalıştığına ilişkin bir iddia, bu yönde toplanmış bir delil ve bilirkişinin yaptığı bir hesaplama dosyada mevcut değildir. Mahkemece, hüküm ile gerekçeli kararın gerekçesi arasında çelişki yaratılmış olup bu durum bozma nedenidir.
Yapılacak iş; bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar vermektir.
O halde davalının bu yönü amaçlayan temyiz itirazı kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 16/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.