
Esas No: 2012/5302
Karar No: 2012/7229
Karar Tarihi: 07.12.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/5302 Esas 2012/7229 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR :
Taraflar arasındaki akdin feshi ve tazminat davalarının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın feragat nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı yüklenici vekili, davalılarla müvekkili arasında 14.07.1998 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, buna göre dava konusu taşınmaza her katta 5 daireli, 5 katlı 25 daireli bina yapılacağını ve paylaşımın %70-30 oranına göre düzenleneceğini, inşaatın betonarme temeli atıldıktan sonra depremler sebebiyle durduğunu, sonrasında da 5 kat yerine 2 kata izin verilebildiğini, bu durumda davacının inşaata devam etmesinin hukuken ve fiilen imkasız hale geldiğini ileri sürerek, akdin feshini ve yapılan işler bedeli olan 32.279,00 TL"nin 05.12.2001 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı arsa sahipleri vekili cevabında, sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesinde müvekkillerinin kusurlarının olmadığını, belediyece imar şartlarının değiştirildiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece verilen ilk kararda, davacı arsa sahiplerinin sözleşme şartlarının yeni duruma uyarlanması için açılan davanın da derdest olduğunun anlaşıldığını, ancak bu davanın sonucunun beklenmesinin eldeki bu davayı uzatacağını, öte yandan yapılan işin arsa sahiplerinin işine de yaramayacağı için davalıları sebepsiz zenginleştirmediği belirtilmiş ve dava reddedilmiştir. Bu kararın davacı yüklenici tarafından temyizi üzerine, 15. Hukuk Dairesi"nin 17.05.2007 tarihli ilamında, davalı arsa sahiplerinin sözleşmenin yeni şartlara uyarlanması için açtıkları davanın işbu dava ile irtibatlı olduğu belirtilerek her iki davanın birleştirilmesi gerektiği yönünden karar bozulmuştur. Bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında her iki davanın birleştirilmesine rağmen bilâhare davacı arsa sahiplerinin birleşen davadan feragat ettikleri anlaşılmıştır. Mahkemece verilen ikinci kararda ise, asıl dava yönünden, tarafların kusuru olmaksızın akdin ifasının mümkün olmadığı, BK"nın 370. maddesi uyarınca davacının ancak yapmış olduğu masrafları talep edebileceği ve akdin feshi şartlarının oluştuğu belirtilerek, akdin feshine ve 1999 yılı rayiçleriyle hesaplanan 12.432,69 TL tazminatın davadan itibaren yasal faiziyle davalılardan tahsiline, fazla taleplerin ve birleşen davanın feragat sebebiyle reddine hükmedilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davalılar vekilinin temyiz itirazları açısından yapılan incelemede ise;
Somut olayda, taraflar arasında düzenlenen 14.07.1998 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini takiben 23.06.1999 tarihinde, davacı yüklenici tarafından yapı ruhsatı alınmak suretiyle inşaata başlandığı ve temel atılmış durumda iken 17.08.1999 ve takiben 12.11.1999 tarihinde depremlerin meydana geldiği, depremler sonrasında imar mevzuatının değiştiği ve artık 1999 yılı itibarıyla sözleşmeye konu inşaatın sözleşmede kararlaştırıldığı şekliyle yapılamayacağının ortaya çıktığı dosya kapsamı ile sabittir.
Davacı yüklenici mevcut davada, sözleşmenin feshini istedikten başka yaptığı masrafların da tahsilini istemiştir. Mahkemece imalat ve proje bedeline hükmedilmişse de, değişen imar durumu ve yukarıda izah edilen tespit karşısında deprem öncesi imar mevzuatına göre düzenlenen projelerin artık arsa sahibinin işine yaramayacağı ortadadır.
Bunun yanında, inşaat temel aşamasında iken peş peşe oluşan depremlerden sonra eski imar mevzuatına uygun hazırlanan projeye göre atılmış temelin çok uzun süre dış etkenlere maruz kaldığı, değişen imar yönetmeliğine uygun olarak revizyon ve/veya güçlendirilmesinin gerekebileceği nazara alındığında arsa sahibinin, daha işe henüz başlanmışken ortaya çıkan böyle bir imalatı kabul mecburiyetinde olmadığının da kabulü gerekir.
O halde, açıklanan sebeplerle davacının tazminat isteğinin reddi gerekirken, somut olayda koşulları da oluşmadığı halde, BK"nın 370. maddesi hükmünden hareketle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, karar bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan neden davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, davacıdan alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, davalılardan peşin alınan harcın isek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.