21. Hukuk Dairesi 2018/4086 E. , 2019/347 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
K A R A R
A)Davacı İstemi:
Dava, davacının yurtdışı borçlanmasına konu 5414 günlük sürenin 01/01/1988 – 15/07/1998, 21/08/1988 – 30/06/1999, 12/09/1999 – 20/07/2000, 02/10/2000 – 19/07/2002, 02/09/2002 – 27/06/2003, 22/08/2003 – 17/10/2003 tarihleri arasına mal edilmesi, düzeltilen bu borçlanma tarih aralıklarına göre yaşlılık aylığının başlangıç tarihinden itibaren yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı Kurum vekili tarafından zamanaşımı, yetkisizlik, görevsizlik ve her türlü itirazda bulunarak ayrıca kurum işleminin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi talep olunmuştur.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararı:
Mahkemece, davanın kabulü ile “ Davacının 3201 sayılı yasa uyarınca yapmış olduğu borçlanması karşılığı ödediği 5414 günlük sürenin 01/01/1988 - 15/07/1998, 21/08/1998 - 30/06/1999, 12/09/1999 - 20/07/2000, 02/10/2000 - 19/07/2002, 02/09/2002 - 27/06/2003, 22/08/2003 - 17/10/2003 tarihleri arasına borçlandığının kabul edilmesi gerektiğinin ve düzeltilen borçlanma tarih aralıklarına göre yaşlılık aylığının aylık başlangıç tarihinden itibaren yeniden hesaplanıp bağlanması gerektiğinin tespitine” karar verilmiştir.
D) İstinaf Başvurusu :
Davalı Kurum vekilince; tahsis koşullarının bozulup bozulmadığının araştırılmadığı, Türkiye"de ikamet etmesinin kesin koşul olduğu, ödemenin tüm süreye yayılması halinde her yıla orantılı olarak dağıtılmasının gerektiği, kesinleşen karar ile başlangıcın 14/01/1988 olarak kabul edilmesine karşın sürenin 01/01/1988 den başlatılmasının doğru olmadığı, Kurum işlemlerinin usul ve yasaya uygun olduğu, davacının davasının hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olduğun gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmesi talep olunmuştur.
E)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince, “ Davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
F)Temyiz:
Davalı Kurum vekili, istinaf talebindeki gerekçelerle kararı temyiz etmiştir.
G) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 01/01/1970 doğumlu olup 01/09/1987 tarihinden itibaren ... "da sigortalı çalışmaları bulunduğu, davacının çalışmalarının 31/07/2007 tarihinde sona erdiği, 11/07/2013 - 12/08/2013 tarihleri arasında Türkiye"de 4/1-(a) bendi kapsamında 33 gün hizmeti bulunduğu, 24/10/2013 tarihli borçlanma talep dilekçesi ile yurt dışında geçen sürenin tamamını borçlanmak istemesi üzerine, Kurumca 4/1-(a) bendi kapsamında 01/01/1988-10/10/2013 tarihleri arasında 15 dönem halinde 8677 güne ilişkin tahakkuk cetveli düzenlendiği, davacının 06/03/2014 günü 5414 gün karşılığı için kısmi ödeme yaptığı, ... 16. İş Mahkemesi" nin 19/01/2015 gün ve 2014/1126 E. 2015/13 K.sayılı kararı ile 14/01/1988 tarihinin sigorta başlangıcı olduğuna karar verilip bu kararın 06/10/2015 günü onanarak kesinleştiği, davacının 28/03/2014 günü aylık talebinde bulunduğu, dilekçesinde kısmi ödemenin 01/01/1988 tarihinden itibaren yapıldığını belirttiği, kurumun 25/12/2015 onay tarihli karar ile davacıya 01/04/2014 tarihinden itibaren 506 sayılı Kanun kapsamında 5447 gün üzerinden yaşlılık aylığı bağladığı, yurt dışı borçlanmasına konu sürenin 1997 yılından itibaren hizmete mal edildiği anlaşılmıştır.Davanın yasal dayanağı olan 3201 sayılı Yasa’nın, 17/04/2008 tarih ve 5754 sayılı Yasa’nın 79. maddesi ile değişik “Süre tespiti ve sigortalılığın başlangıcı” başlıklı 5. maddesi ile “Yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır, bu tespitte 1 yıl 360 gün, 1 ay 30 gün hesaplanır.Sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların, borçlandıkları gün sayısı, prim ödeme gün sayıları ile ilgili hizmetlerine katılır. Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür.Sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir.Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir” hükmünü içermekte olup; Yasa’nın anılan açık hükmü karşısında, 3201 sayılı Yasa kapsamında yapılan yurtdışı hizmet borçlanmalarında esas alınan yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin, ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere belirlenmesi gerekir.Öte yandan, borçlanma cetvelindeki süreye ait borçlanma bedelinin ihtirazi kayıt konularak ödenmiş olması da sonuca etkili olmayacaktır. Borçlanma bedeli ihtirazi kayıt konularak ödense dahi kısmi ödeme hâlinde 3201 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru gidilerek mal edilecek tarihler tespit edilecektir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 12/12/2018 gün ve 2018/21-995 Esas ve 2018/1901 Karar sayılı kararı )
06/10/2008 tarih ve 27046 sayılı Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin “Borçlandırılan Sürelerin Değerlendirilmesi ve Sigortalılığın Başlangıcı” başlıklı 12 maddesinde ise ;
(1) Başvuru sahibince borçlanmak istenilen süre belirtilmişse belirtilen süre, belirtilmemiş ise ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere borçlanmak istediği gün sayısı esas alınır. Bu tespitte bir yıl 360 gün, bir ay 30 gün olarak hesaplanır.
(2) Yurtdışında hizmet borçlanmasına dair sürelerin 5510 sayılı Kanun kapsamında hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde söz konusu süreler, başvuru sahiplerinin Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa 5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.
(3) Türkiye’de sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların borçlandıkları gün sayısı, prim ödeme gün sayıları veya hizmetlerine eklenir.
(4) Aylığa hak kazanmak için 5510 sayılı Kanunun 38 inci maddesinin üçüncü fıkrasında tanımlanan anlamda belli bir sigortalılık süresi şartının yerine getirilip getirilmediğinin tespitinde geçerli olmak üzere;
a) Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür.
b) Türkiye’de sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan başvuru sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten, sigortalı ölmüş ise ölüm tarihinden, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülmek suretiyle tespit edilir. Birden fazla yurtdışı hizmet borçlanması yapılması durumunda da sigortalılık süresi başlangıcı, borcun en son ödendiği tarihten, borçlanılan toplam gün sayısı kadar geriye götürülerek belirlenir.
(5) Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz” hükümleri düzenlenmiştir.Somut olayda, davanın yasal dayanağını oluşturan 3201 sayılı Yasa"nın 5. maddesi ve 06.10.2008 tarih ve 27046 sayılı Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin 12. maddesi hükümlerine göre borçlanılan sürelerin sigortalının iradesine bırakılamayacağının belirgin olması, borçlanma bedelinin ihtirazi kayıt konularak ödenmiş olmasının dahi sonuca etkili olmaması karşısında Kurum tarafından gerçekleştirilen borçlanma tahakkuk işlemi yasal ve yerinde olup Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
O halde, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebepten dolayı ORTADAN KALDIRILMASI, ilk derece Mahkemesi kararının BOZULMASI gerekmiştir.H)Sonuç:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.