Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5273
Karar No: 2019/2050
Karar Tarihi: 12.03.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/5273 Esas 2019/2050 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2017/5273 E.  ,  2019/2050 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA


    Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/12/2016 tarih ve 2016/159 E. - 2016/506 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 14/09/2017 tarih ve 2017/700-2017/770 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin 99 023274, 136958, 2013/70856, 177726, 177029, 111051, 99 023273, 2000 25454, 2012 04458, 2012 04497, 2002 02667, 2002 34612, 2013 70859, 2002 34611, 2002 34606, 2014 18832, 2011 61793, 2010 39020, 177148, 2008 63929, 2008 34058, 2012 110248, 2014 18834, 2010 27621, 2012 67201 sayılı “İNCİ” esas unsurlu tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “SİYAH İNCİ BY ÇUHADAR UNDER & HOME WEAR+ŞEKİL” ve “SİYAH İNCİ+ŞEKİL” ibareli markaların adına tescili için diğer davalı kuruma başvuruda bulunduğunu, başvuruların 2014/82633 ve 2014/82641 başvuru numarası ile işleme alındığını, müvekkilinin tescilli markaları, tanınmışlık ve ticari unvanına dayanarak başvuruya itiraz ettiğini, itirazlarının nihai olarak 2016-M-1205 ve 2016-M-1263 sayılı kararları ile reddedildiğini, müvekkili şirketin verdiği hizmetin kalitesi ile sektörde kabul görmüş, piyasada tanınmış yüksek itibara sahip bir firma olduğunu, davalının markaları ile müvekkilinin markalarının aynı/ayırt edilemeyecek seviyede benzer olduğunu, markalar arasında 556 sayılı KHK 8/1-b anlamında tescil engeli bulunduğunu, müvekkilinin markasının tanınmış marka olması sebebiyle 556 sayılı KHK 8/4 maddesi kapsamında markasına daha geniş bir koruma sağlandığını, aynı zamanda “İNCİ” markasının müvekkilinin ticaret unvanı olması sebebiyle markanın TTK hükümlerine göre de korunması gerektiğini ileri sürerek, davalı kurum YİDK’nın 2016-M-1205 ve 2016-M-1263 sayılı kararlarının iptali ile tescil edilmesi halinde markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Diğer davalı vekili, müvekkili firmanın tekstil alanında iç çamaşırı sektöründe yıllardır piyasada çalıştığını, iç piyasa dışında dış piyasada da tanınır olduğunu, davacının markasının ayakkabı üretiminde kullanıldığını, müvekkili firmanın diğer davalı kurum nezdinde dava konusu marka başvuruları dışında İNCİ ibaresini taşıyan tescilli 2015/00264, 2015/00223, 2011/114827, 2004/39628 ve 2014/106327 numaralı markalarının bulunduğunu, müvekkilinin “SİYAH İNCİ” ibareli markayı yurt içi ve yurt dışında uzun yıllardır aralıksız kullanmak suretiyle markaya ayırt edicilik kazandırdığını, müvekkilinin "Siyah İnci" ibareli markalarını 25 ve 35. sınıfta yer alan mal ve hizmetlerde tescil ettirip kullandığını, davacının bunu bildiğini ve kullanımlarına ses çıkarmadığını, müvekkilinin yatırımlarda bulunmasından sonra açtığı davanın MK 2. maddesinde bildirilen iyiniyet ile bağdaşmadığını, markalar arasında yazılış şekli, söyleniş ve bıraktığı izlenim, genel kompozisyon ile kullanılan emtialar bakımından benzerlik ve ayniyet bulunmadığını, müvekkilinin markalarının genel tasarlanış itibarıyla kendine özgü ve orjinal şeklinde tasarlandığını, diğer davalı kurum nezdinde ayrıca “İNCİ” ibaresini içeren birçok marka bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraf markalarının 556 sayılı KHK’nın 8/1(b) maddesi anlamında benzer olduğu, ancak davalının 2004/39628 sayı ile tescilli “siyah inci” markasının varlığı nedeni ile kazanılmış hakkının bulunduğu, davacının kazanılmış hak iddiasını itiraz aşamasında da ileri sürdüğü, 556 sayılı KHK"nın 8/4. maddesi kapsamında davacı tarafa ait “inci” markasının “ayakkabı ve çantalar” için tanınmış olduğu, ancak somut uyuşmazlıkta bu hükmün uygulanmasına yer olmadığı, davacının ticaret unvanına dayanarak marka başvurusuna itiraz etmek hakkı bulunsa da, davalının kazanılmış hakkı nedeniyle bu hakkını kullanmasının da mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, davacı adına itiraza gerekçe “İNCİ” ibareli markaları ile davalı başvurusuna konu 2014/82633 ve 2014/82641 sayılı “SİYAH İNCİ+ŞEKİL” unsurlu markalar arasında KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca karıştırılma ihtimali oluşacak ölçüde benzerlik bulunduğu, ancak davalı taraf adına önceden tescilli 2004/39628 sayılı ve “SİYAH İNCİ” ibareli markanın varlığı nedeniyle müktesep hak bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dairemizin önceki kararlarında da ifade olunduğu üzere, bir markayı adına tescil ettiren marka sahibinin uzun yıllar nizasız ve fasılasız bu markayı kullandıktan sonra markanın asli unsurunu değiştirmeden, aynı sınıf mal ve hizmetler itibariyle ve başkasının markasına da yanaşmadan yeni marka başvurusunda bulunması diğer bir anlatımla seri marka oluşturmak istemesi kazanılmış haklar ilkesine uygun düşecektir.
    Somut olayda, davalı taraf adına tescilli 2004/39628 sayılı markanın asli unsurunun “SİYAH İNCİ”, tescil tarihinin 22.09.2005 olması, başvuru konusu markalarda da bu asli unsurun muhafaza edilmiş olması nedeniyle işaretsel yönden her hangi bir engel bulunmamaktadır. Ancak, davalının önceki markasının 25 ve 35.sınıf mal ve hizmetler yönünden tescilli olduğu, buna karşın dava konusu 2014/82633 sayılı başvuru markasının 35.sınıf hizmetleri (35.06’daki mağazacılık ve perakendecilik hariç) ve 2014/82641 sayılı başvurunun ise 25.sınıf malları kapsadığı anlaşılmaktadır. Mahkemenin, 25.sınıf mallar ile 35.sınıf (01-05) hizmetler yönünden, anılan mal ve hizmetlerin davalının önceki markası kapsamında da bulunması nedeniyle davalı yönünden müktesep hak teşkil ettiğine ilişkin gerekçesi yerinde ise de, 2004/39628 sayılı marka kapsamında bulunmayan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar. Ayak giysileri. Baş giysileri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Zira, anılan hizmetler yönünden, davalının 2014 tarihli başvurusundan önce davacı şirket adına önceden tescilli 2012/4458 ve 2013/70856 sayılı ve “İNCİ” ibareli markalarının bulunduğu ve davalının 2014/82633 sayılı markasındaki anılan perakendecilik hizmetlerini de kapsadığı, bu durumda davalı marka başvurusunun, davacı taraf adına önceden tescilli markalara yanaşma niteliğinde bulunduğu ve davalı adına tescili mümkün olmadığı halde, Mahkemece anılan hizmetler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı gerekçeye dayalı olarak bu hizmetler yönünden de davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle davacı taraf yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine,12/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi