Esas No: 2021/8869
Karar No: 2022/2404
Karar Tarihi: 24.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/8869 Esas 2022/2404 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/8869 E. , 2022/2404 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Akhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 23.03.2021 tarih ve 2020/536 E- 2021/209 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 10.09.2021 tarih ve 2021/959 E- 2021/739 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; Durmuşoğulları Tavukçuluk ve Gıda Ticaret Limited Şirketi aleyhine Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/271 Esas sayılı dosyası ile alacak davası açtığını, bu davada şirketin ticaret sicilinden silindiğini 28/05/2020 tarihli duruşmada öğrendiğini, davanın devamı için şirketin ihyasının gerektiğini ileri sürerek Durmuşoğulları Tavukçuluk ve Gıda Limited Şirketi unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...; şirketin Türk Ticaret Kanunu geçici 7. madde kapsamında şirketin münfesih sayıldığından kaydının 02/01/2014 tarihinde resen silindiğini, davada 5 yıllık yasal sürenin geçtiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; ihyası istenilen Durmuşoğulları Tavukçuluk Hayvan ve Hayvanlar Ürünler Gıda Ticaret Limited Şirketi’nin Akhisar Ticaret Sicil Memurluğu'nun 7249 ticaret sicil numarasında tescilli üyesi ticaret sicil kaydının re'sen 08/01/2014 tarihi itibarı ile silindiği, dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelere göre şirketin ticaret sicilinden terkin edildiği tarihte derdest dava bulunmadığı, TTK'nın geçici 7\2 maddesinin eldeki dava yönünden uygulanamayacağı, kanunda belirtilen hak düşürücü süre tarafların iddia ve savunma olarak ileri sürmesine ve takdire bağlı olmayıp mahkemece resen dikkate alınması gerektiğinden açılan davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmiş, karar karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde; 6335 sayılı Kanun ile 6101 sayılı TTK'ya eklenen geçici 7. maddenin 15. bendi uyarınca davanın beş yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığı, mahkeme kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir. Mahkemece, ihyası istenen şirketin ticaret sicilden terkin edildiği tarih itibarıyle devam eden yargılama bulunmadığı ve davanın açıldığı tarih itibarıyle de şirketin ihyasını isteyebilmek için öngörülen 5 yıllık hak düşürcü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, TTK’da ihya davası açılması için öngörülen hak düşürücü sürenin geçici 7. maddeye uygun şekilde terkin edilen şirketler bakımından uygulanması gerekir. Dosya evrakının incelenmesinde; TOBBK uyarınca, davalı ... Müdürlüğünce dava konusu şirketin adresinin tespit edilemediği gerekçesiyle terkinine karar verilmişse de, şirket adresinin tespit edilememesi gerekçesi 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinin 1.fıkrasında sayılan durumlardan olmadığından ve Kanundaki süreye tabi olmadığından kanunda öngörülmemiş nedene göre terkin edilen şirketin geçici ihyası isteminin 5 yıllık hak düşürücü süreye tabi olmayacağı gözetilerek şirketin ihyasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamış olup, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 24/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.