21. Hukuk Dairesi 2015/19970 E. , 2015/22504 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Konya 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/09/2015
NUMARASI : 2012/401-2015/626
Davacı, Kuruma maaş ve sağlık harcamalarından dolayı borçlu olmadığının ve 01/11/2007 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandının tespitine, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, yersiz ödendiği iddia olunan maaşlardan ve sağlık harcamalarından dolayı davacının davalı Kurum’a borçlu olmadığı ve 30.10.2007 tarihli tahsis talebine göre 01.11.2007 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına müstahak olduğunun tespiti ile aksi yöndeki Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; davacının davalı kuruma sağlık harcamalarından dolayı 481,59 TL borçlu olmadığının tespitine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya, 30.10.2007 tarihli tahsis talebine göre 01.11.2007 tarihi itibari ile yaşlılık aylığı bağlandığı, 25.05.2008 tarihine kadar toplam 3.770,13 TL maaş ödendiği, ancak maaş ödemesinden sonra SSK ile yapılan yazışmalarda tarım Bağ-Kur hizmeti ile çakışan hizmetinin olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle Kurumca tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptal edildiği, bunun sonucunda 25 yıl hizmeti olmadığından bağlanan yaşlılık aylığının başlangıçtan itibaren iptal edildiği, davacının "14.04.1986 tarihli giriş bildirgesi ile tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, 16.08.1988 tarihi itibari ile terkin edildiği, 04.12.2007 tarihi itibari ile prim borcunun olmadığı," "17.08.1988 - 30.10.2007 tarih aralığında 19 yıl 2 ay 14 gün 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılığının olduğu, 30.10.2007 tarihi itibari ile prim borcunun olmadığı," "14.03.2008 tarihli SSK hizmet cetvelinde davacının sigortalı hizmetlerinin 31.12.1978 tarihi itibari ile sona erdiği, toplam 673 gün çalışmasının olduğu, Kurumun 16.04.2008 tarih, 9373213 sayılı Müdürlük Makamına hitaben yazılan yazısındaki tabloda ise davacının SSK hizmet cetvelindeki sürelere ek olarak 1983 yılındaki 75 gün, 1986 yılında 23 gün çalışmasının görüldüğü, 23.04.1974 - 05.07.1986 tarih aralığında kesintili şekilde toplam 695 gün çalışmasının olduğunun belirtildiği, 14.03.2008 tarihli SSK hizmet cetvelinde 1978 yılındaki toplam çalışması 339 gün olmasına rağmen Kurumun 16.4.2008 tarih, 9373213 sayılı Müdürlük Makamına hitaben yazılan yazısındaki tabloda 258 gün olduğunun belirtildiği," davacının 1 yıl 8 ay (600 gün) askerlik borçlanması yapıp ödediği görülmüştür.
Somut olayda; davacının, 23.07.1974 – 05.10.1974, 01.04.1977 – 25.12.1977, 01.04.1978 – 31.12.1978, 01.08.1983 – 16.12.1983 ve 25.04.1986 – 05.07.1986 tarihleri arasında toplam (1 yıl 11 ay 5 gün) 506 sayılı Kanun kapsamında, 17.08.1988 - 30.10.2007 tarihleri arasında 19 yıl 2 ay 14 gün 1479 sayılı Kanun kapsamında ve 14.04.1986 tarihli giriş bildirgesi üzerine 01.05.1986 - 16.08.1988 tarihleri arasında 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olduğu, gerek 1479 sayılı Kanun gerekse de 2926 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılıklardan dolayı prim borcunun olmadığı uyuşmazlık konusu değildir.
Uyuşmazlık, davacının 25.04.1986 – 05.07.1986 tarih aralığındaki 23 günlük 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalılığının bulunması karşısında, davacının 14.04.1986 tarihli giriş bildirgesi nedeniyle başlatılan tarım Bağ-Kur sigortalılığının 506 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığın sona erdiği 05.07.1986 tarihini takip eden aybaşı olan 01.08.1986 tarihinden mi başlatılacağı, yoksa giriş bildirgesinin verildiği 14.04.1986 tarihini takip eden aybaşından başlatılarak 25.04.1986 – 05.07.1986 tarih aralığındaki 23 günlük 506 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığın dışlanarak geri kalan sürede tarım Bağ-Kur sigortalı olarak kabul edileceği noktasındadır.
Gerçekten Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasa’nın 36 ve 10. maddesindeki şartların gerçekleşmesi halinde 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve SSK’lı çalışmanın sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, talepte bulunulması, doğrudan prim yatırılması veya aynı yasanın 36. maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Buna göre, davacının 14.04.1986 tarihli giriş bildirgesine göre 01.05.1986 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak resen tescil edilmesi, davacının uyuşmazlık konusu dönemdeki 506 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığın 25.04.1986 – 05.07.1986 tarih aralığında 23 günlük kısa bir süreden ibaret olması, davacının ihtilaflı döneme ilişkin prim borçlarını yatırmış olması karşısında; davacının 14.04.1986 tarihli giriş bildirgesi üzerine 01.05.1986 - 16.08.1988 tarihleri arasında 23 gün 506 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılık haricinde 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olduğunun kabulünün usul ve yasalar ile hakkaniyet kuralına uygun olduğu anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalardan sonra davacının sigortalılığının, 23.07.1974 –05.07.1986 tarihleri arasında kesintili şekilde toplam 1 yıl 11 ay 5 gün 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık, 17.08.1988 - 30.10.2007 tarihleri arasında 19 yıl 2 ay 13 gün 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık ve 01.05.1986 - 16.08.1988 tarihleri arasında 2 yıl 3 ay 15 gün 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık olmak üzere toplam 23 yıl 05 ay 03 gün sigortalılık süresinden ibaret olduğu, davacının 600 gün (1 yıl 8 ay) askerlik borçlanması yaptığı, bu sürenin dahil edilmesi sonucu 25 yıl 1 ay 3 gün primi ödenen gün sayısının olduğu, 1479 sayılı Kanunun geçici 10 maddesi uyarınca 01.06.2002 tarihine kadar 19 yıl 8 ay 3 gün primi ödenen gün sayısının olduğu, 25 yıl prim gün sayısının tamamlanması için kalan sürenin 5 yıl 3 ay 27 gün olduğu, buna göre 1479 sayılı Kanunun geçici 10. maddesinin 2. fıkrasının d bendi uyarınca 25 tam yıl prim ödeme ve 47 yaşını tamamlama şartı ile yaşlılık aylığı bağlanması gerektiği, davacının 30.10.2007 tahsis talep tarihinde bu şartları taşıdığı, bu nedenle Kurumun 01.11.2007 tarihi itibari ile yaşlılık aylığı bağlaması işleminin yerinde olduğu, sonradan 506 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığı ile çakıştığı gerekçesi ile 01.05.1986 – 01.08.1986 tarih aralığındaki sigortalılığını tamamen iptal etmesi ve buna bağlı olarak prim gün sayısının 25 yılın altına düştüğü gerekçesi ile yaşlılık aylığının iptal edilerek 25.05.2008 tarihine kadar ödenen toplam 3.770,13 TL aylığın borç çıkarılması işleminin hatalı olduğu anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; davacının 14.04.1986 tarihli giriş bildirgesi üzerine 01.05.1986 - 16.08.1988 tarihleri arasında 23 gün 506 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılık haricinde 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olduğunun kabul etmek, buna göre 30.10.2007 tarihi itibari ile yaşlılık aylığı şartları tamam olduğundan 01.11.2007 tarihi itibari ile yaşlılık aylığına hak kazandığını göz önünde tutarak davanın kabulüne karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.