8. Hukuk Dairesi 2019/847 E. , 2019/2965 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı üçüncü kişi vekili, ...adresinde antika perakende ticareti alanında faaliyet gösterdiğini, 31/03/2014 tarihinde müvekkilinin kiracı olduğu işyerinde haciz yapıldığını, haczedilen malların müvekkiline ait olduğunu, eşya devir sözleşmesi faturalar ve ödeme dekontlarının dava dilekçesi ile birlikte sunulduğunu belirterek istihkak davasının kabulü ile haczin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın süresinde açılmadığını, borçlu şirkete ait olduğu bilinen iş yerine gidildiğinde davacı üçüncü kişinin istihkak iddiasında bulunduğunu, üçüncü kişinin borçlu şirket ortağı ...’un kardeşi olduğunu, hacze konu mahcuzların bilinmeyen bir tarihte borçlu... ... Şirketine devredildiğini,... ... Şirketi tarafından da üçüncü kişiye devredildiğini, muvazaalı devir işlemini kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Borçlu... Danışmanlık Taah. İnş. Bilgi San. Tic.Ltd.Şti vekili, davaya konu malların davacıya devredildiğini, karşılıklı edimlerin yerine getirildiğini, davalı müvekkili şirketin davaya konu mallar üzerinde herhangi bir hakkı, iddiası ve hiçbir mülkiyet durumunun söz konusu olmadığını, müvekkili şirket yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; kira sözleşmesinde belirtilen adres ile haczin yapıldığı adresin farklı adresler olduğu, davacı üçüncü kişiye ait vergi levhasındaki adresin de farklı olduğu, borçlu ve 3. kişi tarafından alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik danışıklı işlemler yapıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK"nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir. Dava konusu edilen 31.03.2014 tarihli haciz tutanağında, haciz yapılan yerin, "..." olduğu belirtilmesine rağmen, davacı üçüncü kişi,haciz tutanağında adresin hatalı yazıldığını, haczin, "..." da yapıldığını iddia etmektedir. Bu durumda, Mahkemece, davanın esasına yönelik bir karar verilmeden önce, dava konusu haczin yapıldığı adresin haciz tutanağına doğru yazılıp yazılmadığı, haczin tam olarak nerede yapıldığı, haczin borçlu şirketlere ödeme emri tebliğ edilen adreste yapılıp yapılmadığı, gerektiğinde yerinde yapılacak inceleme ile hacze katılan icra memurunun tanıklığı ile belirlenerek, İİK’nin 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin kimin yararına olduğunun tespiti ile sunulan delillerin de buna göre değerlendirilmesi gerektiği, davacı üçüncü kişi hacze konu malları devraldığına ilişkin adi yazılı eşya devir sözleşmesi ile fatura ve ödeme dekontları sunmuş olup, bilirkişi deliline dayandığı, yine davalı alacaklı vekilinin de borçlu ile üçüncü kişi arasında yapıldığı iddia edilen devrin ve devir bedelinin ödenip ödenmediğinin kontrolü açısından bilirkişi deliline dayandığı ayrıca davacı üçüncü kişi ile borçlu arasında danışıklı işlem yapıldığı iddia edildiğine göre, davacı vekilinin dava dilekçesinde delil olarak ileri sürdüğü faturaların dip koçanları ile davacı üçüncü kişi ile borçlunun tutması zorunlu ticari defterler getirtilerek aralarında daha öncesinde ticari bir ilişki bulunup bulunmadığı, mahcuzların ticari defterlerde (açılış kapanış tasdikleri de göz önünde bulundurularak) kayıtlı olup olmadığı, ödemelerin yapılıp yapılmadığı, haczedilen mahcuzların davacının dayandığı faturalarda ve adi yazılı eşya devir sözleşmesinde belirtilen menkuller olup olmadığının saptanması, yine davacı, menkullerin öncesinde borçlu ... İnş. Day. Tük. Gıda. Mad.ve Yak. San. Tic. Ltd. Şti. ye ait iken diğer borçlu... Danışmanlık Taah. İnş. Bilg. San. Ve Tic. Ltd. Şti. ye satıldığını iddia ettiğine göre, defter kayıtlarına göre bu iddianın doğruluğunun kontrolünün sağlanması, bu hususların yapılan ödemeler, vergi ve banka kayıtları da dikkate alınarak açıklığa kavuşturulması, ayrıca borçlu şirketlerin ilk kuruluşlarından itibaren tüm ortakları ile hisse devirlerini ve faaliyet adreslerini gösterir ticaret sicil kayıt örnekleri getirtilerek, şirket ortak ve yetkilileri ile üçüncü kişi arasında organik bağ olup olmadığı, ayrıca faaliyet alanlarının hacze konu mallarla ilgili olup olmadığının açıkça saptanması, bu doğrultuda toplanacak delillerin dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nin 366 ve 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca
BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının reddine, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 20.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.