10. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/13216 Karar No: 2017/8812 Karar Tarihi: 12.12.2017
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/13216 Esas 2017/8812 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2015/13216 E. , 2017/8812 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 140 ve 5510 sayılı Kanunun 102’nci maddesinde idari para cezaları ile ilgili usul ve esaslar özel bir şekilde düzenlenmiştir. Anılan düzenleme uyarınca; idari para cezasını gerektiren şartlar oluştuğunda Kurum tarafından verilecek idari para cezası ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk eder ve tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir. İtirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmaması halinde, idari para cezası kesinleşir ve Kurum alacağına dönüşür. Ne var ki; Mahkemeye başvurulması idari para cezasının takip ve tahsilini durdurmayacaktır. Somut olayda; mahkemece 6183 sayılı Yasa’nın 58’inci maddesi kapsamında ödeme emri nedeniyle açılan eldeki davada ödeme emrinin iptali istemi bakımından inceleme yapılması gerekirken, davacı hakkında kesilen idari para cezalarının yerindeliğinin tartışılmış olması usul ve yasaya aykırı olup, davacı adına tahakkuk ettirilen idari para cezaların nedeniyle idari yargı içerisinde davalar açtığı anlaşılmakta olup, davalar devam ederken davalı Kurum tarafından idari para cezasının tahsili amacıyla 6183 sayılı Kanun kapsamında ödeme emri tebliğ edildiği, 25.11.2013 tarihinde davacının Tömer birimine “aynı konutta ikamet edip evrakı almaya yetkili görevliye” şeklinde yapılan tebliğin ise usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde ödeme emrinin iptali istemine yönelik olan davanın süresinde açıldığının kabulü gerekir. 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi, vadesinde ödenmeyen kamu alacaklarının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesi olanağını öngörmüş olup; ödeme emrine konu edilen alacağın kesinleşmiş ve tahsil edilebilir aşamaya gelmiş olması zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durumda ise, 5510 sayılı Yasanın 102 (506 sayılı Yasa m. 140) maddesi uyarınca başlamış olan itiraz prosedürünün sonucu araştırılarak, idari para cezasının kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, kesinleşen idari para cezası miktarının tespitiyle, ancak bu miktara ilişkin ödeme emri yönünden, 6183 sayılı Yasanın 58. maddesinde sınırlı olarak sayıldığı üzere, “böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödendiği veya zamanaşımına uğradığı konularıyla sınırlı incelemeyle sonuca varılması gereği gözetilmelidir. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.