12. Ceza Dairesi 2015/16705 E. , 2016/10668 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Haberleşmenin gizliliğini ihlal
Hükümler : Beraat
Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Duruşmanın 20.01.2015 tarihli ilk oturumunda vekili ile beraber katılma isteminde bulunmasına rağmen bu konuda herhangi bir karar verilmeyen şikayetçinin, CMK"nın 260. maddesi uyarınca katılma istemi hakkında karar verilmeyenler sıfatıyla hükmü temyiz hakkının bulunduğu kabul edilip, suçtan doğrudan zarar gördüğü anlaşılan ve hükmü temyiz etmek suretiyle katılma iradesini devam ettiren şikayetçinin CMK"nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede:
Sanıklar hakkında beraat kararı verilmesi nedeniyle CMK"nın 232/2-c maddesi gereğince suçun işlendiği tarihin gerekçeli karar başlığına yazılması zorunluluğu bulunmamasına rağmen 23.07.2014 olan suç tarihinin 08.08.2014 olarak gerekçeli karar başlığına yazılması, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak değerlendirilmiştir.
Dosya kapsamına göre; bir üniversitenin hukuk fakültesinde öğrenim gören mağdur ..."ın, aynı fakültede öğretim görevlisi olan sanık ... tarafından yapılan vize sınavı sonunda emeğinin karşılığı olmayan düşük bir not verilip, kendisine haksızlık edildiğinden ve insanlarla dalga geçilemeyeceğinden bahisle idari ve adli makamlara başvuruda bulunacağına dair elektronik iletiyi, hukuk fakültesi araştırma görevlisi ve sanık ..."ın asistanı olan diğer sanık ..."ın elektronik posta hesabına, sanık ..."ın da aynı elektronik iletiyi sanık ..."ın elektronik posta hesabına göndermesini müteakip, sanık ..."ın, mağdurun sınıfta olmadığı ortamda, onun ismini vermeksizin, sözü geçen elektronik iletiyi okuyup, diğer öğrencilere kendisine yöneltilen ithamlarla ilgili açıklamalarda bulunduğu ve sınav sonuçlarına yasal yollarla itiraz edebileceklerini ifade ettiği olayda,
Mağdur tarafından hazırlanan elektronik iletinin içeriği ve mağdurun elektronik iletiyi gönderdiği muhatabın konumu dikkate alındığında, mağdurun, elektronik iletinin, sanık ... tarafından bilinmesini istemediği yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ettiği kabul edilemeyeceği gibi, gerek sanık ..."ın elektronik iletiyi aleni olmayan şekilde ve ilgisi nedeniyle diğer sanık ... ile paylaşırken, gerek sanık ..."ın elektronik iletide kendisine yöneltilen ithamlarla ilgili mağdurun onur, şeref ve saygınlığını rencide etmeksizin diğer öğrencilere açıklamada bulunurken, hukuka aykırı hareket ettikleri bilinciyle davrandıklarından da söz edilemeyeceği dikkate alındığında, sanıkların üzerlerine atılı haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurlarının oluşmamasından dolayı beraatlerine karar verilmesine ilişkin yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen fiillerin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin sanıklara yüklenen suçun maddi ve manevi unsurlarının oluştuğu gözetilmeden yetersiz gerekçelere dayalı olarak sanıklar hakkında beraat kararı verildiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükümlerin esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, sanıklar hakkında beraat hükümleri kurulurken, uygulanan kanun maddesinin, CMK"nın 223/2-a maddesi yerine aynı Kanun"un 223/2-c maddesi olarak yazılması suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun"un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının ilk paragrafının, “Sanıklar hakkında haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan açılan davaların yapılan yargılaması sonunda, sanıklara yüklenen fiillerin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu anlaşıldığından, CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince sanıkların beraatlerine,” şeklinde değiştirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.