8. Hukuk Dairesi 2014/12433 E. , 2014/13763 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Yüksekova Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/01/2014
NUMARASI : 2013/572-2014/25
Hazine ile K.. Ç.. aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Yüksekova Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 15.01.2014 gün ve 572/25 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine vekili, 117 ada sayılı parselin kadastro çalışmaları sırasında 4753 ve 5618 sayılı Kanun hükümleri uyarınca Toprak Tevzi Komisyonu"nca yapılan çalışmalar sonucu Hazine adına oluşturulan tapu kaydına dayalı olarak tespit ve tescilin yapıldığını, taşınmaz Hazine"nin tapu kaydı içerisinde kaldığı halde, davalı adına tapuya bağlandığını açıklayarak davalı adına bulunan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu yerin mera ve kamuya tahsisli yerlerden olmadığı, öncesinden itibaren kültür arazisi olarak kullanıldığı, davalı ve bayilerinin zilyetliğinin en az 20 yıl süreyle ve malik sıfatıyla kesintisiz ve çekişmesiz olarak 1963 yılına kadar devam ettiği, kazanma koşullarının davalı yararına oluştuğu gerekçesiyle Hazine"nin davasının reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, mülkiyet hakkına dayalı olarak Hazine tarafından açılan iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, kazanma koşullarının davalı yararına oluştuğu gerekçesiyle davalı Hazine"nin davasının reddine karar verilmiş ise de, sadece keşifte dinlenen iki yerel bilirkişinin beyanıyla yetinilerek hüküm kurulduğu, tanıkların dinlenilmediği, Toprak Tevzi Komisyonu tarafından düzenlenen belirtmelik tutanağına göre bitişiğinde mera bulunduğu halde, kadim ve tahsisli mera araştırılmasının yöntemine uygun bir biçimde yapılmadığı belirlenmiştir.
Kural olarak, Toprak Tevzi Komisyonu"nca Hazine adına tapu kaydının oluştuğu 6.11.1963 tarihine kadar 20 yıllık kazanma süresinin biçimsel olarak dolduğu dosya kapsamıyla sabittir. Ancak, Toprak Tevzi Komisyonu"nun az önce açıklanan belirtme tutanağı ekinde gönderilen 27 belirtmelik parsel numarasının güneyinde meranın yer aldığı toprak tevzii paftasıyla sabit bulunmaktadır. Kadastro paftasına göre de, nolu parselin güney doğusunda 117 ada sayılı parselin bulunduğu, ancak bu parselin kadastro tutanağı getirtilmediğinden niteliğinin ne olduğu dosyadaki bilgilerden belirlenememiştir. Bu bakımdan taşınmazın bulunduğu Gürdere köyüne ait kadim ve tahsisli mera kayıtları ile meraya ilişkin paftaların İlçe ve İl Özel İdare Müdürlüğü ile Tapu ve Kadastro Müdürlükleri"nden sorulması, Toprak Tevzi Komisyonu tarafından düzenlenen mera paftalarının İl Özel İdare Müdürlüğü"nden getirtilmesi, bu belgelerin dosya arasına konulması, bundan ayrı taşınmazın bitişiğinde bulunan 117 ada sayılı parselin kadastro tutanağı ile kadastro sırasında bu parsele revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının aynı şekilde getirtilerek dosya ile birleştirilmesi, tarafların mer"adan yararı bulunmayan komşu köylerden yaşlı tanıklarını seçmeleri için kendilerine süre ve imkan tanınması, meradan yararı bulunmayan komşu köyler halkı arasından yerel bilirkişilerin mahkemece belirlenmesi, yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıkların 243, 244 ve 259. maddeleri gereğince, keşif yerine davetiyeyle çağırılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, beyanlar arasında çelişki bulunduğu taktirde HMK’nun 261. maddesi gereğince aykırılığın giderilmesi, dava konusu parselin bitişikte bulunan mera parselinden açılmak suretiyle elde edilen yerlerden olup olmadığı, tahsisli ve kadim meradan sayılan yerlerden bulunup bulunmadığı hususlarının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, tahsisli ve kadim meraya ait kayıt ve belgeler ile haritanın teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, bu kayıt ve belgelere göre taşınmazın tahsisli mera sayılan yerlerden olmadığının saptanması durumunda, kadim meradan sayılan yerlerden olup olmadığı konusunda yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarına başvurulması, daha önce götürülmeyen uzman bilirkişi ziraat mühendisi aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı incelenmek suretiyle dava konusu yerin bitişikteki meradan elde edilen yerlerden bulunup bulunmadığı hususunda uzman bilirkişiden gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, Toprak Tevzi Komisyonu"nca düzenlenen mera paftaları kapsamında kalan yerlerden sayılıp sayılmadığının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 30.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.