15. Hukuk Dairesi 2020/173 E. , 2020/2814 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nce verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili tarafından duruşmalı olarak istenmiş, duruşma talebi kabul edilerek 13.10.2020 tarihinde yapılan duruşmaya davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince düzenlenen taahhütnameden doğan alacağın tahsili amacıyla yürütülen icra takibine vaki itirazın iptâli ile icra inkâr tazminatı taleplerine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüyle takibin 432.500,00 TL üzerinden devamına, faiz ve icra inkâr tazminatına ilişkin taleplerin ise reddine karar verilmiştir. Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi"nce davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Davacı ...davasında, dava dışı müteahhit ... ile imzalamış olduğu 11.05.1987 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin olmak üzere, davalının vermiş olduğu 12.12.2005 tarihli noter onaylı taahhütname ile; ... tarafından davacı aleyhine açılacak davalarda herhangi bir alacağa veya maddi tazminata hükmedilmesi halinde, tüm faiz ve ferileri ile birlikte ...’a ödemeyi taahhüt ettiğini, İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/545 Esas, 2012/206 Karar sayılı alacak davası neticesinde aleyhine hüküm tesis edildiğini, ... ile Beyoğlu 17. Noterliği 05.07.2012 tarih, 12576 yevmiye numaralı, ibra, feragat ve taahhüt protokolü imzaladığını, protokol sayesinde daha az ödeme yaptığını belirterek, ...’a ödediği 432.500,00 TL"yi davalının verdiği taahhüte istinaden tahsil etmek amacıyla icra takibi başlattığını, davalının haksız itirazının iptâli ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında, taahhüt edilenin sözleşmenin haksız feshedilmiş sayılması halinde müteahhit ... lehine çıkacak olan bedel dışındaki tazminat talepleri olduğunu, davacının ödediği bedelin daha önce müteahhitten aldığı bedelin iadesi kapsamında olduğunu ve bundan sorumlu tutulamayacağını, taahhüt sırasında müteahhitten böyle bir bedel alındığından haberi olmadığını, dava sürecinin daha bitmediğini, mahkeme kararı temyiz edilmeden ödeme yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılamada, İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 10.11.2016 tarih 2016/347 Esas, 2016/374 Karar sayılı hükmünün kesinleşmesi bu dosya için bekletici mesele yapılmış ise de; Yargıtay 23. Hukuk Dairesi"nin 25.03.2016 tarihli ilam içeriği gözetilerek kararın kesinleşmesinin beklenilmesinden dönülmesine karar verilmiştir. Her ne kadar İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi"nce verilen kararda davacının sorumlu olduğu miktar 336.387,42 TL olarak belirlenmiş ise de davalının imzaladığı protokol gereği, 432.500,00 TL"den sorumluluğu kabul ettiği gerekçesi ile davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi"nce davalının taahhüdünün mahkeme kararıyla hükmedilecek bedele ilişkin olduğu, davacının dava dışı ... ile yaptığı protokole istinaden ödediği bedeli davalıdan talep ettiği, davalının protokolde taraf olmadığı, onayının bulunduğunun da iddia ve ispat edilemediği bu nedenle taahhüt şartının gerçekleşmediği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafından verilen Beyoğlu 22. Noterliği"nin 28519 yevmiye, 12.12.2005 tarihli taahhütnamede “... tarafından hissedarlar aleyhine Şişli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2005/396 Esas sayılı dosyası ile açılmış ve halen derdest bulunan alacak davasının sonucunda ... lehine herhangi bir alacağa veya maddi tazminata hükmedilmesi halinde, gerekse bu gayrimenkul ile ilgili ... tarafından bundan sonra açılabilecek diğer davalarda mahkemece verilecek bedeli tüm faiz ve ferileri ile ...adına ...’a ödemeyi kabul ve taahhüt ederim.” şeklinde taahhütte bulunduğu, böylelikle davalı yüklenicinin, dava dışı müteahhit ...’ın, eldeki dava davacısı arsa sahibi ...aleyhine açtığı Şişli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2005/396 Esas iken, İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi 2016/317 Esas sayısını alan davada ...aleyhine herhangi bir alacağa veya maddi tazminata karar verilmesi halinde hükmedilen bedeli ödemeyi taahhüt ettiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamına göre, İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/545 Esas, 2012/206 Karar sayılı dava dosyasında ...ve diğer arsa sahipleri aleyhine, 1.009.162,26 TL bedele hükmedildiği ve bu bedelin tahsil edilmesinden önce ...ile diğer bir kısım arsa maliklerinin dava dışı ilk yüklenici Nevzat Ak ile Beyoğlu 17. Noterliği 12576 yevmiye, 05.07.2012 tarihli “İbra, Feragat ve Taahhüt Protokolü” düzenledikleri ve bu protokole göre Mehmet Vamık Uzunoğlu’nun 35/96 hisse oranına tekabül eden miktar ile dava harç ve yargılama gideri, icra ve dava yasal vekâlet ücretleri ile faiz dahil toplam 432.500,00 TL ödediği belirlenmiş ve ilk derece mahkemesince bu bedele hükmedilmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda davacının, dava dışı ... tarafından açılan davada kendisi aleyhine hükmedilen bedeli ve ferilerini, davalının verdiği taahhütname gereği talep etmekte haklı olduğunun belirlenmesi doğru olmuştur. Ancak İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi"nce belirlenen bedelin davacı payına düşen karşılığının 336.387,42 TL olduğu anlaşılmıştır. Davacı ile dava dışı ... arasında yapılan protokolde davacının 35/96 hissesine göre asıl alacak miktarı 367.923,74 TL olarak gösterilmiştir. Davalının davacıya ödemesi gereken miktar davacının hissesine karşılık gelen gerçek miktar olup bu miktarın belirlenip buna göre karar verilmesi gerekirken davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2.540,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi"ne, karardan bir örneğinin ise ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
19.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.