12. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/24945 Karar No: 2016/1452 Karar Tarihi: 20.01.2016
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/24945 Esas 2016/1452 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2015/24945 E. , 2016/1452 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayetçi icra kefilinin, 25.06.2014 tarihli icra kefalet tutanağında kendi el yazısının bulunmadığını ve anılan kefalet işleminin TBK."nun 583. maddesine aykırı olarak düzenlendiğini ileri sürerek şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, yasal süresinde yapılmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK"nun 38. maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletler ilâmların icrası hakkındaki hükümlere tâbi olup, icra kefaletine ilişkin başvurular ilama aykırılık iddiası niteliğinde bulunduğundan, İİK"nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabidir. Öte yandan, İİK"nun 38. maddesi uyarınca ilam hükmünde olan icra kefalet işleminin, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir. Nitekim, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 583. maddesinin birinci fıkrasında; ""Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır."" hükmüne yer verilmiştir. O halde, mahkemece, icra kefaletiyle ilgili başvurunun süresiz şikayete tâbi olduğu gözetilerek işin esasının incelenmesi, kefalet tutanağının, kefaletin şeklini düzenleyen Türk Borçlar Kanunu"nun 583. maddesinde belirtilen şartlarda düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi, anılan kefalet işleminin İİK"nun 38. maddesi anlamında ilam mahiyetindeki belgelerden olup olmadığının tespit edilmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.