Esas No: 2019/8883
Karar No: 2022/15482
Karar Tarihi: 04.10.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/8883 Esas 2022/15482 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, 10.000 TL bedelli iki adet çeki keşide edip keşide tarihlerini değiştirerek resmi belgede sahtecilik suçu işlemiştir. Katılanın ve tanığın ifadelerinde çeklerin üzerindeki değişiklikleri tanığın yaptığı belirtilmiştir. Ancak bilirkişi incelemesi yapılmadığı için gerçeğin tespiti yapılamamış ve eksik araştırma ile hüküm verilmiştir. Bu nedenle, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonrası yeniden değerlendirme yapılması gerekmektedir. 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesi ile 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi ihlal edilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesi (Anayasa Mahkemesi iptal kararı sonrası yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.)
- 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi (Hüküm BOZULMASINA karar verilmiştir.)
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
...
Katılanın, ... ... Bankası A.Ş. ... Şubesinde bulunan çek hesabından suça konu 10.000'er TL bedelli, 2633673 ve 2633680 numaralı iki adet çeki keşide edip hatır amacıyla kullanıp iade etmek üzere Mahkemece tanık olarak dinlenen ve hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilen ...'e verdiği, tanık ...'in de bu çekleri ciro ederek arkadaşı olan sanığa verdiği, sanığın, 29.07.2012 keşide tarihli çekin keşide tarihini 09.02.2013 olarak, 20/0./2012 keşide tarihli çekin keşide tarihini de 20.01.2013 tarih olarak değiştirip paraf imzası da atarak bankaya takasa ibraz edip kullandığı ve bu şekilde resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu kamu davasında; sanığın soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı tarafından alınan ifadesinde, suçlamayı kabul etmeyip çeklerin keşide tarihleri okunaklı olmadığından başka bir kalemle keşide tarihlerinin üzerinden geçtiğini ancak tarihleri değiştirmediğini, kovuşturma aşamasında yapılan sorgusunda, ticaretle uğraştığını ve bu nedenle eline çok sayıda çek geldiğini, tanık ...'in kendisinden sürekli mal alışverişi yaptığını ve aralarında ticari ilişki olduğunu, kendisinden bu şekilde çekler aldığını, sahtecilik yapmadığını savunduğu, suça konu çeklerin keşidecisi olan katılanın soruşturma ve kovuşturma aşamasında alınan beyanlarında, çeklerin üzerindeki değişiklikleri tanık ...'in yaptığını, kendisiyle görüştüğünde paraf attığını kabul ettiğini ve "Bu işi halledeceğim" dediğini, imzasını taklit ettiğini beyan ettiği, ... A.Ş.nin 13.10.2014 ve 29.12.2014 tarihli cevap yazılarında suça konu çeklerden 2633680 numaralı çekin elektronik takasa sokulmak üzere tanık ... tarafından 24.02.2012 tarihinde bankaya ibraz edildiği ve 25.07.2012 tarihinde tekrar adı geçene iade edildiğinin bildirildiği, yazı cevaplarına ekli olarak gönderilen çek örneklerinde keşide tarihinin tahrifatsız olarak 29.07.2012 tarihinin yazılı olduğunun görüldüğü, hükme esas kabul edilen ve soruşturma aşamasında alınan 18.03.2013 tarihli bilirkişi raporunda, çeklerin keşide tarihlerinde tahrifat yapıldığı ve bu tahrifatın katılanın elinden çıkmadığı konusunda görüş beyan edilmiş olmakla birlikte, söz konusu tahrifatın sanık ya da tanık ...'in eli ürünü olup olmadığı konularında tespit yapılmadığının incelenen dosya kapsamından anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulması bakımından, suça konu çeklerin keşide tarihlerinde tahrifat ile oluşturulan yazı ve imzaların sanık ya da tanık ...'in eli ürünü olup olmadığı konularında bilirkişi incelemesi yaptırılması ve bundan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması,
Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 04.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.