5. Hukuk Dairesi 2019/448 E. , 2019/15421 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davası ile maddi hatanın düzeltilmesi istemine ilişkin birleştirilen davadan dolayı yapılan yargılama sonunda: Davaların kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili, birleştirilen dava ise maddi hatanın düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Her ne kadar mahkemece bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;
1-Bozma ilamında ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 62 ada 19 parsel sayılı taşınmaza, özel nitelikte bir satış emsal alınarak değer biçildiğinden bu rapora göre hüküm kurulmasının mümkün olmadığı, taraflara, emsal satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen emlak vergi değerleri de araştırılarak bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak alınan rapor denetlendikten sonra sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği belirtildiği halde, bozma ilamı sonrası, dava konusu taşınmazın m2 birim fiyatı belirlenirken, bu defa emsal incelemesi yapılmadan, soyut ifadelerle değer biçildiğinden bilirkişi raporu inandırıcı değildir.
Bu itibarla; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu
Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2- Bozma öncesinde, dava konusu taşınmaz üzerindeki yapı için 5.108,40 TL değer biçildiği ve bu hususun bozmaya konu edilmemesi nedeniyle davalılar lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu dikkate alınmaksızın, bozma sonrasında yapı bedeline hükmedilmemesi,
Kabule göre de;
3-Kamulaştırma bedeline yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş ise de; bozma sonrası hükmedilen bedel bozma öncesi tespit edilen bedelden düşük olduğundan ilk karar tarihine kadar faiz yürütülmesi gerekirken, son karar tarihine kadar faiz işletilmesi,
4-Davacı idare tarafından fazla depo edilen bedelin iadesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
5-Mahkemece verilen önceki karar bozma ile ortadan kalktığından, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden yeniden hüküm kurulması gerekirken, bozma ilamı kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi,
Doğru olmadığı gibi;
6-7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince, bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle taraf vekillerinin temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 03/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.