Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/9082
Karar No: 2013/1364

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/9082 Esas 2013/1364 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, tapu iptal-tescil ve tenkis taleplerine ilişkindir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiş, ancak davalı tarafından yapılan temyiz sonucunda, hukuki ehliyetsizlik ve muris muvazaası iddialarının detaylı bir şekilde incelenmesi gerektiği yönde karar verilmiştir. Dosya incelendiğinde, bakım alacaklısının temlikinde muvazaa olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, davanın reddi gerekmektedir. Karara ilişkin kanun maddeleri, Türk Borçlar Kanunu'nun 611. ve 614. maddeleri ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesidir.
1. Hukuk Dairesi         2012/9082 E.  ,  2013/1364 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ISPARTA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 17/04/2012
    NUMARASI : 2011/9-2012/108

    Yanlar arasında görülen tapu iptal- tescil ve tenkis davası sonunda yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süresi içerisinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş olmakla; duruşma talebinin dava değeri yönünden reddiyle, Tetkik Hakimi raporu okundu,açıklamaları dinlendi. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava; ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil  olmadığı taktirde tenkis isteğine ilişkindir.
    Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, davalının temyizi üzerine Dairece; hukuki ehliyetsizliğin  kamu düzeni ile ilgili olduğu gözetilerek önemine binaen öncelikle incelenmesi, tarafların bu yönde bildirecekleri  tüm delillerin toplanması varsa mirasbırakana ait sağlık kurulu raporları, hasta müşade kayıtları, reçetelervs. İstenmesi, tüm dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi, akit tarihinde mirasbırakının ehliyetli olup-olmadığı yönünde rapor alınması, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde  muvazaa iddasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmasının doğru olmadığına değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda temliki işlemde muvazaa olgusunun gerçekleştiği  gerekçesiyle davanın kabulüne karar  verilmiştir.
    Davacı; miras bırakanın yaptığı temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı,  muvazaalı olduğunu ve murisin temlik tarihinde hukuki ehliyetinin bulunmadığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakan M."in 18/01/2009 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak H.A.ve M.A.ı bıraktığı, davacının ilk evliliğinden olma kızı, davalının ise ikinci evliliğinden olma oğlu olduğu, murisin ikinci eşinin ölümü üzerine miras yoluyla intikal eden dava konusu 1413 ada, 188 parsel sayılı taşınmazdaki ¼ payını 21.06.2005 tarihinde ölünceye kadar bakım akdiyle davalıya temlik ettiği böylelikle muristen intikal eden ¾ payla birlikte davalının bağımsız malik olduğu, miras bırakanın temlik tarihinde hukuki ehliyete haiz bulunduğunun Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 4. İhtisas Kurulu raporuyla saptandığı anlaşılmaktadır.
    Miras bırakanın ölünceye kadar bakma akdi tarihinde hukuki ehliyete haiz olduğu  saptandığına göre, davada dayanılan diğer hukuki sebep olan muris muvazaasının incelenip, değerlendirilmesi gerektiği tartışmasızdır.
    Bilindiği üzere; ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir bağıttır. ( 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 611. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 5ll. Maddesi) ). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 614. maddesi, 818 sayılı B.K.m.5l4).
    Hemen belirtilmelidir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.       
    Kural olarak bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikinde muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (6098 sayılı 19, maddesi, 818 sayılı B.K.m.l8). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 01.04.1974 gün ve l/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı olayda uygulama yeri bulur.
    Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerekir.
    Somut olaya gelince; miras bırakan 03/03/1924 doğumlu olup, 18/01/2009  tarihinde öldüğü, 1940 yılında evlendiği ikinci eşi O. A. ise kendisinden önce 09/09/1982  tarihinde öldüğü, muris M. ilk eşinin ölümü üzerine evlendiği O. A.ın davacı H."e evleninceye kadar baktığı, dava konusu taşınmaz üzerinde 3 katlı karkas halinde kalan binayı öğretmen olan davalı ve eşinin yaptırdığı, M."in de aynı binada oturduğu ve bulunduğu katın bakım va tadilatının da davalı tarafından yapıldığı, ayrı dairelerde kaldıkları ancak günlük yemek vs. ihtiyaçlarının birlikte karşılandığı, temlikin 2005 tarihinde yapıldığı, ölmeden son 1-1,5 yıl yatalak (tanık anlatımlarına göre) kaldığı, bakıma muhtaç olduğu bu dönemde murisin yanında kaldıkları, davalının miras bırakana baktığı ve her türlü sosyal, ekonomik, sağlık  vs.  gibi  tüm ihtiyacını karşıladığı, esasen miras bırakanın sağlığında akde aykırılık iddiasıyla açmış olduğu bir dava bulunmadığı gibi murisin sağlığında iradi olarak taşınmazdaki payını temlik ettiğini ifade ettiği  de dosya kapsamı ile sabittir.
    O halde, anılan bu olgular, yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde; miras bırakanın ölünceye kadar bakma akdiyle yaptığı temlikin  mirasçıdan mal kaçırma amaçlı olmayıp, gerçek bakım karşılığı, başka bir ifadeyle ölünceye kadar bakımının sağlanması amaç ve iradesiyle gerçekleştirildiği sonucuna varılmaktadır.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  06.02.2013  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.


     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi