23. Hukuk Dairesi 2012/2823 E. , 2012/7167 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki nama ifa davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı yüklenici arasında ... 1. Noterliği"nin 11.10.2001 tarih ve 27425 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, zemin üstü birinci ve ikinci katta bulunan toplam dört dairenin davacı arsa sahibine, kalan dairelerin yükleniciye ait olduğunu, davalının en geç 31.12.2002 tarihinde inşaatı bitirip arsa sahibine teslim etmesi gerekirken teslim etmediğini, taraflar arasında esas sözleşmenin diğer tüm hükümleri baki kalmak kaydıyla ... 1. Noterliği"nce 11.06.2004 tarihinde ek sözleşme yapıldığını, ek sözleşme ile yükleniciye inşaatı 31.12.2004 tarihine kadar bitirmesi için süre tanınmasına karşın inşaatın bitirilemediğini, yaptırılan tespitte inşaatın %28 seviyesinde olduğunun anlaşıldığını, sözleşmeye göre müvekkilinin sözleşmeyi tek taraflı feshedip inşaatı yüklenici nam ve hesabına tamamlama yetkisi olduğunu ileri sürerek, yükleniciye verilmesi gereken bağımsız bölümlerin satışına izin ve yetki verilmesi ve satılacak bağımsız bölümlerden elde edilecek bedelle inşaatın yüklenici namına tamamlanması için yetki verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının edimlerini yerine getirmediğini, inşaatın geldiği seviyeye göre üç dairenin satışına izin verilmesi gerekirken verilmediğinden müvekkilinin finansman sıkıntısı çektiğini, bu nedenle sözleşmede belirlenen sürenin aşıldığını, bunun sorumlusunun davacı olduğunu, inşaatın %90"ının tamamlandığını, sözleşmenin feshi şartlarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 07.07.2010 tarih ve 2009/3532 Esas, 2010/3905 Karar sayılı ilamı ile yüklenicinin inşaatı 31.12.2004 tarihine kadar "anahtar teslimi" şeklinde arsa sahibine teslimini yükümlendiği halde, haklı bir nedenle gecikme sebebinin inşaatın süresinde bitirilmemesine etkili olduğunu yasal delillerle kanıtlayamayan davalı, temerrüde düştüğünden davacının "nama ifa" isteminde haklı olduğunun anlaşıldığı, eksik işlerin “nama ifa” yoluyla tamamlanması ya da eksik ve kusurlu işlerin giderilmesi bedelinin istenebilmesi için inşaatın imâr mevzuatına uygun olmasının zorunlu olduğu, mahkemece öncelikle keşif yapılmak suretiyle inşaatın “yasal” olup olmadığının yâni tamamen ya da kısmen “kaçak” olup olmadığının saptanması ve yasal inşaat olması ya da yasal hale getirilmesi durumunda eksik ve kusurlu işlerin neler olduğunun teker teker saptanması ve saptanan bu işlerin giderim bedelleriyle, oturma izninin (iskân izni) alınması için gerekli masrafların sorulup tespiti ile inşaatın anahtar teslimi şeklinde tamamlanması için gerekli tüm giderlerin avans olarak belirlenmesi ve davalıya
verilmesi gereken bağımsız bölümlerin de serbest piyasa rayiçlerine göre satış bedeli de bilirkişi kuruluna hesaplattırılarak yükleniciye ait kaç adet bağımsız bölümün satılmasının gerektiği gözetilerek; yeterli sayıda bağımsız bölümün satışına yetki verilmek suretiyle davacı tarafından davalı ediminin ifasına karar verilmesi gerektiği, nama ifa için yasal koşulların gerçekleşmediğinin belirlenmesi halinde de dava açılmasına davalının sebebiyet verdiği dikkate alınarak davacının yargılama gideriyle sorumlu tutulmaması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, BK"nın 97.maddesi gereği nama ifa ve satışa izin kararı verilmesi yönündeki talebin dinlenebilmesi için arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin yürürlükte olması (feshedilmemesi) gerektiği ancak yargılama sırasında taraflarca feshedildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınması gereken harçlar peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.