MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında ... köyü 48 parsel sayılı taşınmaz, 9750 m2 yüzölçümü ile tapu kaydına dayalı olarak ... adına tespit ve tescil edilmiş, itirazsız kesinleşmiştir. Daha sonra, taşınmazın bir kısmının orman alanında kalması sebebi ile, tapu malikinin talebi üzerine taşınmaz 1009 ve 1010 sayılı parsellere ayrılmış; dava konusu 1010 sayılı parsel, 8808,07 m2 yüzölçümü ile tarla vasfıyla 2007 yılında ifraz işlemi sonucu davalı adına tescil edilmiş, ve "6831 sayılı Kanun uyarınca orman alanındadır." şerhi yazılmıştır. Dava konusu 1010 parsel sayılı taşınmaz, tapu kaydı üzerinde tapu maliki dışındaki davalılar tarafından konulmuş haciz şerhleri bulunmaktadır.
Davacı ..., 17.04.2013 tarihli dava dilekçesi ile, 1010 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen orman tahdit hattı içinde kaldığını ve eylemli orman olduğunu ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptalini, orman niteliği ile ... adına tapuya tescilini, davalılar tarafından yapılan haksız müdahalenin önlenmesini ve taşınmazdaki şerhlerin terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile ... ili, ... ilçesi, ... köyü 1010 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla ... adına yeniden tapuya kayıt ve tesciline, müdahalenin men"i talebinin reddine, tapu kaydında bulunan ..., ..., ..., ... lehine konulan hacizlerin terkinine karar verilmiş; hüküm, lehine haciz şerhi bulunan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen tahdit alanında kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1942 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında 5653 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan makiye ayırma, 1956 yılında genel arazi kadastrosu, 22.07.1987 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen 3302 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve orman olarak tesciline karar verilen taşınmazda şerh bulunamayacağı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/09/2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.