22. Hukuk Dairesi 2015/3318 E. , 2016/10218 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
.
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar ve kötüniyet tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı itfaiye elemanı olarak çalışırken, iş sözleşmesinin yerel seçimler sonrası 09.04.2004 tarihinde haklı sebep olmaksızın işveren tarafından feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ile kötü niyet tazminatını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, zaman aşımı def"inde bulunduğunu, seçimlerin ardından eski başkan taraftarı olarak kendilerini tanımlayan çalışanların seçimi protesto edercesine görevlerinin başına gelmediğini ve işlerin aksamasına sebep olduklarını, çalışanların bu konuda uyarıldığını, ancak işe gelmemeye devam ettiklerini, bu sebeple iş sözleşmelerinin haklı sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, bilirkişi raporu ve toplanan deliller doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının kötüniyet tazminatına hak kazanıp kazanmadığıdır.
Kötüniyet tazminatı ancak belirsiz süreli sözleşmelerde söz konusu olabilir. Kötüniyet tazminatının başlıca şartı, işçinin iş güvencesi kapsamında kalmamasıdır. Yani otuzdan az sayıda işçinin çalıştığı işyerinde çalışan veya otuzdan fazla işçinin çalıştığı işyerinde çalışmakla birlikte altı aydan az hizmeti bulunan işçiler kötü niyet tazminatı talep edebilir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının altı ayı aşan hizmet süresi bulunduğu gibi, davalı işyerinde otuzdan fazla işçi çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacı işçi iş güvencesi kapsamında kaldığından, iş sözleşmesi kötüniyetle feshedilse dahi, kötüniyet tazminatına hak kazanamaz. Kötü niyet tazminatına ilişkin şartlar somut olayda gerçekleşmemiştir. Saptanan bu durum karşısında talebin reddi gerekirken kabulü hatalı olmuştur.
3-Davalı tarafından ıslaha karşı ileri sürülen zaman aşımı def"inin dikkate alınıp alınamayacağı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve alacağın dava edilebilme özelliğini ortadan kaldırır.
Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
Somut olayda, davacının iş sözleşmesinin 09.04.2004 tarihnide sona erdiği davanın ise 02.04.2009 tarihinde açıdığı anlaşılmaktadır. Davacının 25.09.2014 harçlandırma tarihli ıslah dilekçesi üzerine davalı vekilince kanuni süre içinde ıslaha karşı zamanaşımı def"inde bulunulduğu kıdem ve ihbar tazminatı bakımından, dava dilekçesinde talep edilen tutarlar dışındaki miktarlarının zamanaşımına uğradığı sabittir. Bu durumda, anılan alacaklar bakımından sadece dava dilekçesinde talep edilen tutarların hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde ıslah edilen miktarlar üzerinden karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.