(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2020/1160 E. , 2020/4237 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının ücret, yıllık izin, fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacak taleplerinin reddine, diğer taleplerin ise kabulüne dair verilen karar; davalı temyizi üzerine Dairemizce araştırmaya yönelik olup bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1--Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Taraflar arasında ücret alacağı ve fazla çalışma ücreti alacağı bakımından davacının temyiz etmemesi sebebiyle davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakların gözetilip gözetilmediği buna göre fazla çalışma ücreti alacağı bakımından ıslaha karşı zamanaşımı savunmasının doğru şekilde hesaplanıp hesaplanmadığı konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Usuli kazanılmış hak kavramı anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Usuli müktesep hak müessesesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenmiş olmamakla beraber davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir.
Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09/05/1960 T., 21/9; 04/02/1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir. (HGK.nun 12/07/2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03/12/2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.)
Yargıtayın bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü,mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak doğmuştur. (09/05/1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı)
Somut uyuşmazlıkta; Dairemizce davalı temyizi üzerine kararın bozulmasından önceki hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının net 2.200,00 TL ücret alacağı olduğu ve haftada 4.5 saat fazla çalışma yaptığı, fazla çalışmanın tanık anlatımlarına dayalı hesaplanması sebebiyle hesaplanan miktardan %30 oranında indirim yapılması gerektiği buna göre hüküm altına alınması gereken fazla çalışma ücreti alacağının net 4.517,57 TL olduğu belirlenmiş, Mahkemece bu rapora itibar edilerek 2.200,00 TL net ücret alacağı ve 4.517,50 TL net fazla çalışma ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. Belirtilen kabul ve hesaplama şekli davacı tarafından temyiz edilmemek ile davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur.
Dairemizce, açılan davanın kısmi dava olduğu buna göre hüküm altına alınan alacakların dava dilekçesinde talep edilen miktarına dava, ıslah dilekçesinde talep edilen miktarına ise ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi yerine alacakların tamamına dava tarihinden faiz yürütülmesinin hatalı olduğu, ıslah zamanaşımı savunmasının değerlendirilmesi gerektiği, davacının ücretinin miktarı yönünden emsal ücret araştırması yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği ve ücret alacağının miktarının daha az tutarda olup olmadığının belirlenmesi gerektiği gerekçeleriyle karar bozulmuştur.
Buna göre; Mahkemece bozma sonrasında yapılan emsal ücret araştırmasına göre, bozma öncesinde kabul edilen ücretin miktarında davalı lehine bir değişiklik olmadığı ve son 4 ayın ücretinin de ödenmediği belirlenmiştir. Şu halde yapılması gereken; davacının temyiz etmemesi nedeniyle davalı yararına oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek; bozma ilamı öncesinde olduğu gibi 2.200,00 TL ücret alacağının dava ve ıslah tarihlerinden itibaren yürütülecek faizi ile hüküm altına alınması; bozma ilamı öncesinde hesaplanan net 4.517,57 TL fazla çalışma ücreti alacağı bakımından ise ıslah zamanaşımı savunmasının dikkate alınması, bundan sonra bulunan miktarın dava dilekçesinda talep edilen kısmına dava tarihinden, ıslah dilekçesinde talep edilen kısmına ıslah tarihinden faiz yürütülmesidir.
Islah zamanaşımı savunması sebebiyle ıslah tarihinden geriye doğru beş yıl öncesine ait bir başka deyişle 09.02.2010 tarihinden önceye ait fazla çalışma ücreti alacağı dava dilekçesinde talep edilen 100,00 TL dışında zamanaşımına uğrar. Dolayısıyla; ıslah zamanaşımı savunması dikkate alındığında hüküm altına alınması gereken fazla çalışma ücreti alacağının miktarı ( 9.2.2010 tarihinden sonrası için hesaplanan 2.794,88 + dava dilekçesinde talep edilen 100,00 = 2.894,88 TL olup %30 indirim yapıldığında) 2.026,416 TL olup bu miktar fazla çalışma ücret alacağının dava ve ıslah tarihinden itibaren faizi ile hüküm altına alınması gerekmektedir.
Açıklanan sebepler ile; Mahkemece, davacının temyiz etmemesi sebebiyle davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak gözetilmeden hükmün gerekçesinde, davacının net 2.761,31 TL ücret alacağı ve net 8.943,13 TL fazla çalışma ücreti alacağının bulunduğu ancak taleple bağlılık nedeniyle bozma ilamı öncesinde olduğu gibi net 2.200,00 TL ücret alacağı ve net 4.517,57 TL fazla çalışma ücreti alacağının dava ve ıslah tarihinden faizi ile hüküm altına alınması gerektiğinden söz edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 05.03.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.