20. Ceza Dairesi 2015/12733 E. , 2019/465 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanık hakkında TCK’nın 188/3. maddesi uyarınca belirlenen “5 yıl” hapis cezası üzerinden, TCK’nın 192/3. maddesi gereği 1/4 oranında takdiri indirim uygulandığında belirlenen ""3 yıl 9 ay"" hapis cezasından yine TCK"nın 62. maddesi gereği 1/6 oranında takdiri indirim uygulandığında, “3 yıl 1 ay 15 gün” hapis cezası yerine, “2 yıl 13 ay 15 gün” hapis cezasına hükmedilmesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler ve eleştiri dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin "08.10.2012" yerine "09.10.2012" olarak hatalı yazılması,
2- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, ancak bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin "08.10.2012" olarak düzeltilmesi.
2-TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine "sanık hakkında hakkında, Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına" ibaresinin yazılması,
Suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Üye ..."in karşı oyu ve oyçokluğuyla 21.01.2019 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY
Mahkemece, hükmün esasını oluşturan kısa kararda sanığa yüklenecek yargılama giderleri ve tutarı belirtilmeden karar verildiği; gerekçeli kararda ise mahkeme heyetinin imzalarından sonra
""Soruşturma aşamasında zorunlu müdafii gideri : 172.00 TL"" yazılmak suretiyle yargılama gideri gösterildiği anlaşılmakla;
5271 sayılı CMK’nın "Yargılama giderleri" başlıklı 324. maddesinin 2. fıkrasında yer alan ""Hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterilir."" şeklindeki açık hüküm.
26.05.1935 tarih, 111/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında ""Yargılama giderleri hükmün tamamlayıcı parçası olduğundan ilamlarda açıklanmalı, kime yükletileceği belirtilmelidir."" şeklindeki bağlayıcı hüküm.
02.05.1966 tarihli ve 4/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca da ""Tefhim edilmekle hükmün esasını oluşturan kısa kararda yargılama giderinin miktarı ve kime ne miktarda yükletileceği belirtilerek, sanığın yükümlülüğü öğrenmesinin sağlanması ve bu sayede sanığa yargılama giderlerine karşı temyiz davası açıp açmama hususunda karar verme olanağı tanınması gerektiğinin"" belirtilmesine ilişkin bağlayıcı hüküm karşısında;
Mahkemece verilen kısa hükümde yargılama gideri miktarı ve yargılama giderinin kime ve ne miktarda yükletileceği de belirtilmediği halde, gerekçeli kararda sanık aleyhine ""Soruşturma aşamasında zorunlu müdafii gideri: 172.00 TL"", yargılama giderine hükmolunması, yasaya aykırı olup bu nedenle hükmün bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan, sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 21.01.2019