20. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/782 Karar No: 2015/7589 Karar Tarihi: 17.09.2015
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/782 Esas 2015/7589 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2015/782 E. , 2015/7589 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 30/11/2012 tarihli dava dilekçesinde, ... köyü 293 parsel sayılı taşınmazın yörede yapılan orman kadastro çalışmalarının tamamında orman sınırları içinde kaldığını belirterek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın orman vasfı ile ... adına tescilini, davalı ... lehine konulan şerhin kaldırılmasını ve davalıların müdahalesinin önlenmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; dava konusu taşınmazın kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 293 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile ... adına tecsiline, taşınmazda ... lehine konulan şerhin terkin edildiği bu şerhe ilgili talebin konusuz kaldığı anlaşıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman sınırları içinde kalan taşınmaza yönelik açılmış tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde, 1939 yılında 3116 sayılı Kanun uyarınca yapılan orman kadastrosu ile 1985 ve 1987 yıllarında yapılan 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın 1939 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman tahdidinde, orman sınırları içinde bulunduğu gibi 1988 yılında yapılan 6831 sayılı Kanunun değişik 2/B madde uygulamasında da orman sınırları dışına çıkartılmayıp yine orman sınırları içinde bırakıldığını, taşınmazın yüksek eğimli ve eylemli orman olduğu, davalının tazminat istemine ilişkin açılmış bir davasının da bulunmadığı gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/09/2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.