5. Hukuk Dairesi 2018/5466 E. , 2019/15398 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı taraf vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesinin 14. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılmak suretiyle yeniden hüküm kurulması için mahkemesine iadesine dair yukarıda gün ve sayıları yazılı kararının Yargıtay"ca incelenmesi, davalı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesince ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/1388 2017/1077 E-K sayılı ilamının kaldırılmasına , davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine , dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK353/1-a-6 maddesi uyarınca kesin olarak karar verilmiş, davalı vekilince bu karar temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda; Dosya içerisinde yer alan Belediye Başkanlığı yazılarına göre dava konusu taşınmazın belediye hizmetlerinden yararlanmadığının ve etrafının meskun olmadığının bildirildiği, 1/1000 ölçekli imar planında trafo alanı olarak proje içerisine alındığı, bu amaçla kamulaştırıldığı, davacı idarenin talebi ile trafo alanına ilişkin ve salt buna özgü olarak kamulaştırma tarihinden hemen sonra mevzi imar planı yapıldığı anlaşılmıştır. Kamulaştırma girişiminden önce plan içinde yer almayıp da kamulaştırmayı sağlamak amacıyla ve kamulaştırma tarihinden hemen önce ya da hemen sonra herhangi bir plan kapsamına alınan taşınmazın sırf bu nedenle arsa sayılamayacağını ,taşınmazın bu niteliğine göre arazi olarak değerlendirilmesi
gerektiği, ... İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden dava tarihi (değerlendirme yılı) itibarıyla münavebeye ve değerlendirmeye alınacak ürünlerin sulu ve kuru şartlardaki verilerini gösterir (üretim giderlerini de kalem kalem ayrıntılı olarak gösterir) cetvel getirtilerek yerinde taşınmazın arazi niteliğine uygun olarak yeniden bilirkişi kurulu oluşturularak taşınmazın sulu yada kuru arazi olup olmadığı da saptandıktan sonra bu niteliğine uygun ürün münavebesi alınarak değer belirlemek ve dava konusu taşınmazın bilirkişi raporunda belirtilen özellikleri nedeniyle uygun objektif değer artışı da uygulanmak suretiyle kamulaştırma bedelinin tespiti gerektiğinden ve kamulaştırmadan arta kalan 3190,32 m2 lik kısımda bilirkişi raporunda açıklanan nedenlerle bir değer kaybının olabileceği gözetilerek bilirkişi kurulunca değer düşüklüğüne ilişkin de inceleme yapılması gerektiğine işaret edilerek davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
Her ne kadar ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK"nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca kararın kesin olarak verildiği belirtilmiş ise de; Öncelikle, bölge adliye mahkemesince verilen bu karara karşı temyiz yoluna başvurulmasının mümkün olup olmadığı ön sorun olarak incelenmelidir. Bu bağlamda;
Bölge adliye mahkemesinin dosyayı geri gönderme kararının yasal dayanağı 6100 sayılı HMK"nun 353. maddesidir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353. maddesinde bölge adliye mahkemesince duruşma yapılmadan verilecek kararlar şu şekilde belirtilmiştir.
Madde 353 -(1)“ Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa;
a)Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir:
1) Davaya bakması yasak olan hâkimin karar vermiş olması,
2) İleri sürülen haklı ret talebine rağmen reddedilen hâkimin davaya bakmış olması,
3)Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması veyahut mahkemenin bölge adliye mahkemesinin yargı çevresi dışında kalması,
4) Diğer dava şartlarına aykırılık bulunması,
5) Mahkemece usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına, davaların birleştirilmesine veya ayrılmasına, merci tayinine karar verilmiş olması,
6) Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması.
b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak;
1) İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine,
2)Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında,
3)Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir.
Bölge Adliye Mahkemesinin gönderme kararı HMK 353/l-a-6 maddesine dayanmaktadır. Maddenin incelenmesinde, mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, esasa ilişkin inceleme yapılmadan kararın kaldırılmasına kesin olarak karar verileceği düzenlenmiştir.
HMK 369. maddesinde ""Yargıtay, tarafların ileri sürdükleri temyiz sebepleriyle bağlı olmayıp, kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususları da inceleyebilir"" hükmü bulunmaktadır. Bu itibarla;
İş bu dosyada, ilk derece mahkemesince tarafların gösterdikleri delillerin çoğu toplanmış olup ilk derece mahkemesince, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbirinin toplanmamış veya gösterilen delillerin hiç değerlendirilmemiş olmasından söz edilemez.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353.maddesinde, bölge adliye mahkemesinin dosyayı ilk derece mahkemesine geri gönderme sebepleri tahdidi olarak sayılmıştır. Kanunda sayılan geri gönderme sebepleri arasında "delillerin eksik toplanması" bulunmamaktadır. "Delillerin hiç birinin toplanmaması ve gösterilen delillerin hiç değerlendirilmemesi" vardır. O halde kanundaki düzenleme karşısında bölge adliye mahkemesince delillerin eksik toplanması sebebiyle dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan bölge adliye mahkemesince verilen kararın temyizinin mümkün olduğu sonucuna varılmıştır
İlk derece mahkemesince tarafların gösterdikleri delillerin çoğu toplandığından Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/l-a-6. maddesi uyarınca eksik hususların ikmali için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, eksik delillerin toplanması konusunda özellikle HMK’nın 353, 354 ve 373. maddeleri ele alındığında da, kanundaki düzenleme karşısında bölge adliye mahkemesince verilen kararın yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu maddelere bakacak olursak;
HMK 353/l-b-3 maddesinde; "Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verilir”
HMK 354. maddesinde “(1) Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince inceleme, davanın özelliğine göre heyetçe veya görevlendirilecek bir üye tarafından yapılır.
(2) İnceleme sırasında gereken hâllerde başka bir bölge adliye mahkemesi veya ilk derece mahkemesi istinabe edilebilir.
Yine HMK"nun 357/3. maddesinde "İlk derece mahkemesinde usulüne uygun olarak gösterildiği halde incelenmeden reddedilen veya mücbir sebeple gösterilmesine olanak bulunmayan deliller bölge adliye mahkemesince incelenebilir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Yukarıda belirtilen hükümler değerlendirildiğinde de, eksik delillerin bölge adliye mahkemesince toplanması gerektiği anlaşılmaktadır. O halde Bölge Adliye Mahkemesince tüm deliller birlikte değerlendirilerek yapılacak araştırma sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan sair hususlar incelenmeksizin hükmün açıklanan nedenlerle, HMK"nun 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 03/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.