Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/25310
Karar No: 2017/8749
Karar Tarihi: 11.12.2017

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/25310 Esas 2017/8749 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/25310 E.  ,  2017/8749 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanun"da, bildirimsiz kalan sigortalılar için 506 sayılı Kanunun 79. ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesinde öngörülen "hizmet tespiti" davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anılan düzenlemede, kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, kayıt ve tescil, yada tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı "Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti" söz konusu olamayacaktır.
    İnceleme konusu davada; Davacı 27.12.2012-27.07.2015 tarihleri arasında bağ-kur sigortalısı olduğunun tespitini talep ettiği, davacıya 09.06.2010 tarihli muafiyet belgesi verildiği ve muafiyet belgesine istinaden sigortalılığının 13.08.2010 tarihinde durdurulduğu,... Ziraat Odasının 27.07.2015 tarihli muafiyetin kalktığına dair belgesine istinaden tekrar başlatıldığı, davacının 6111 sayılı Yasadan faydalanarak prim borçlarını ödediği, Kurum tarafından davacının sigortalılığının gelirinin düşük olması nedeniyle muafiyet belgesine göre durdurulduğu, 27.12.2012 tarihinde gelirinin yükselmesi nedeniyle yeniden sigortalılığı başlatılmış ise de bu işlemin sehven yapıldığı anlaşıldığından 2013/11 numaralı genelgesi uyarınca iptal edildiğinin bildirildiği, davacıya ait 04.01.2013 tarihli sigortalı işe giriş bildirgesinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
    5510 sayılı Yasanın 6/ı maddesinde " Kamu idarelerinde ve Kanunun ek 5 inci maddesi kapsamında sayılanlar hariç olmak üzere, tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenler ile 65 yaşını dolduranlardan talepte bulunanlar, ...4 üncü ve 5inci maddelere göre sigortalı sayılmaz" hükmü düzenlenmiştir.
    5510 sayılı Yasanın 6/ı maddesi zorunlu tarım Bağ-Kur sigortalılığı kapsamında olan sigortalılara kapsam dışında kalma hakkı veren bir yasal düzenlemedir. Dolayısıyla seçimlik hak sigortalıya aittir. Söz konusu madde ile geliri düşük olan ve muafiyetini belgeleyen sigortalılara (Bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalaması prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olanlar), 65 yaşını dolduranlara talep etmeleri halinde sigortalı sayılmama hakkı getirilmiştir. Geliri düşük bile olsa sigortalı talep etmediği sürece Kurum tarafından re"sen sigortalılık kapsamı dışına alınması mümkün değildir. Bu nedenle yeniden sigortalı olmayı talep etmeleri halinde sigortalılıklarının başlatılması gerekir. Somut olayda davacı 04.01.2013 tarihli giriş bildirgesi ile sigortalılık iradesini ortaya koyduğundan ve 20.07.2012 tarihli tarım gelir raporunda da gelirinin yüksek olduğu tespit edildiğinden davacının sigortalılığının kabul edilmesi gerekirken Kurum tarafından iptal edilmesi doğru değildir.
    Yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular değerlendirilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın reddi yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi