23. Hukuk Dairesi 2012/4436 E. , 2012/7133 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı şirket temsilcisi ... gelmiş davacı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, 5/12 hisesi müvekkili ... adına kayıtlı olan ... ili merkez ilçe ... mahallesi 641 ada 1 parsel sayılı taşınmazda, inşaat yapılması için ... 2 Noterliğinin 11 eylül 2008 tarih ve 11642 yevmiye nolu düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini; sözleşme ile davalı yüklenici tarafından taşınmazda hisseleri oranında inşaat yapılmasının kararlaştırıldığını, sözleşmeye göre, müvekkiline her katta dört daire olmak üzere ve zeminler işyeri olacak şekilde 16 adet daire yapılmasının, imarda değişiklik olduğu takdirde kazanılan daire adedinin %35 "nin arsa sahiplerine verileceğinin kararlaştırıldığını, ... Belediye Başkanlığının 29.05.2009 tarihli taşınmaza ait inşaat projesi ile imar planında yapılan değişiklik sonucu, projeye asma kat eklenmek suretiyle toplam 480 metre ticari alan kazanıldığını ve müvekkiline düşecek payın verilmesi gerektiğini, davalının sözleşme yapılırken bile imar durumunu bildiğini, hile ve gabin bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL, 21.06.2011 tarihli ıslah dilekçesiyle toplam 35.770,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 04.06.2009 tarihinde alınan inşaat ruhsatında yol kotu üstü kat sayısının 5 olarak gösterildiğini, zemin katların işyeri olduğunu, zemin üzerinin ise 4 kat ve her bir katta 4"er daireden oluşan 16 daire olduğunu, sözleşmede imar değişikliği halinde dairelerde meydana gelecek artışla ilgili düzenleme bulunduğunu, yönetmelik gereği asma katların bağımsız olarak yapılamayacağını ve tapulandırılamayacağını, sözleşmenin şartlarına aykırı bir durumun söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve doysa kapsamına göre, taraflar arasında imzalanan sözleşmede bir blok zemin +4 kat, zemin katlarının işyeri olacağı,
16 adet dairenin 7"sinin arsa sahiplerine kalacağı, geriye kalan 9 adet daire ve işyerlerinin davalı yükleniciye bırakılacağının kararlaştırıldığı, dava konusu taşınmazın sözleşmeye uygun olarak yapıldığı ve sözleşme dışında ek bir kazanım olmadığı, dava konusu olan dershane olarak kullanılan 23 nolu bağımsız bölüm içerisinde kalan asma katın iş yeri kapsamında kaldığı, dolayısıyla inşaata noterde yapılan sözleşme kapsamına uygun imar planının alındığı ve sözleşmede belirtilen 21. madde uyarınca inşaatta yeni bir inşaat yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi dışında fazladan yapıldığı iddia edilen bağımsız bölüm nedeniyle alacak istemine ilişkindir.
“ Akitlerin Tefsiri Muvazaa” başlıklı Borçlar Kanunu’nun 18. madde hükmüne göre tarafların gerek serbest gerekse akitteki gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları tabirlere bakılmayarak, onların hakiki ve müşterek maksatlarını hakimin tespit etmesi gerekir. Taraflar arasında yapılan sözleşmede, zemin kattaki işyerleri ile 9 adet dairenin yükleniciye, 7 adet dairenin ise arsa sahibine ait olacağı kararlaştırılmış iken daha sonra yüklenicinin ve komşu arsa maliklerinin başvurusu üzerine , imar durumunda değişiklik meydana gelmiş ve zemin kat tümüyle işyeri olduğu gibi bodrum kat ve asma kat tesis edilerek buralara da işyeri yapılmış olup, davacı, sadece asma kata yapılan bölüm açısından sözleşmede % 35 olarak öngörülen paylaşım oranına istinaden tazminat talebinde bulunmuştur. Her ne kadar mahkemece, sözleşmenin 21. maddesine göre, ilave bölümlerle ilgili olarak sadece daire sayısının arttırılması halinde arsa sahibinin istemde bulunabileceği kabul edilerek dava reddedilmiş ise de yukarıda değinildiği gibi tarafların hakiki maksatlarının, özellikle genişletilen alanların hacmi karşısında maddedeki “daire” ifadesinin “bağımsız bölüm” olarak anlaşılmasında zorunluluk vardır. Bu durumda, sözleşmenin 21. maddesi uyarınca taleple bağlı kalınarak asma kattan kazanılan alandan dolayı davacının talep edebileceği tazminat tutarının dava tarihindeki serbest piyasa rayiçleri üzerinden ve sözleşmedeki paylaşım oranına göre hesaplatılmak suretiyle hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.