23. Hukuk Dairesi 2012/5391 E. , 2012/7129 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı tarafından açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirketin 08.03.2007 tarihinde kurulduğunu..... demiryolunun bir kısmının altyapı işini sözleşmeyle aldığını, sözleşmedeki taahhütlerinin yerine getirilebilmesi için üçüncü kişilerden araç kiralandığını, ancak gerek kış aylarındaki aşırı yağışlar gerekse de yüklenici iş ortaklığının istihkak ödemelerindeki gecikmeler nedeniyle borçların ödenemediğini, yapılan takipler ve ödenemeyen borçlar nedeniyle şirketin borca batık hale geldiğini, iyileştirme projesinin uygulanması halinde borca batıklıktan kurtulabileceğini ileri sürerek, iflasın ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı şirketin borca batık olmadığı, aktifinin pasifinden 342.003,11TL fazla olduğu gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- İflas erteleme isteminin İcra İflas Kanunu’nun 166’ncı maddedeki usule göre ilanı zorunlu olup, mahkemece, ara kararı verilmesine rağmen ilanların yapılmadığı ve iflas ertelemesine ilişkin yerel ve ulusal gazetelerde yapılması gereken ilanların dosya içinde olmadığı anlaşıldığından, mahkemece bu zorunluluk yerine getirilmeden yargılama yapılarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
2- İflasın erteleme istemi için; erteleme isteminde bulunan şirketin borca batık durumda olması, mali durumunun iyileştirilmesi ümidinin bulunması ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir. Erteleme talebi borca batıklık bildirimi anlamındadır. Bu nedenle mahkemenin öncelikle şirketin borca batık durumda olup olmadığını tespit etmesi, borca batık durumda ise ıslahının mümkün olup olmadığını incelemesi gerekir. Borca batıklık halinin tesbiti için tüm aktiflerin paraya çevirme değerlerinden yani piyasadaki satış
sırasında gerçekleşebilecek fiyattan bilançoya geçirilmesi gereklidir. (6762 sy. TTK 324 6102 sy. TTK 376/3) Aktif bu şekilde saptandıktan sonra şirketin borca batıklık durumu tespit edilmeli, şirket borca batık durumda değilse istem ret edilmeli, iflas kararı verilmemelidir. Mahkemece borca batıklık ve mali durumun iyileştirilmesi konusunda bilirkişi kurulundan rapor alınmışsa da bu rapor hüküm vermeye yeterli değildir. Öncelikle, mahkemece şirket aktiflerinin değerinin bilirkişi aracılığıyla yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda belirlenmesi gerekirken takip dosyasındaki kıymet takdirinin esas alınarak karar verilmesi doğru değildir.
Diğer yandan, iyileştirme projesi, şirketin, .... demiryolu alt yapı işini yapan iş ortaklığından sözleşmeyle aldığı işlerden elde edilecek gelirlere dayandırılmıştır. Davacı şirketin sözleşmeyle iş aldığını iddia ettiği şirketin haciz ihbarı üzerine takip dosyasına verdiği 26.10.2011 tarihli cevapta, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı, davacının alacağının bulunmadığı gibi, borcunun bulunduğu belirtilmiştir. Bilançoda istemci şirketin ... Yapı Ltd."nden alacaklı olduğu yazılı ise de alacağın tasfiye edildiği ve istemci şirketin bilançoda görülen bu kalem alacağının bulunmadığı, bununla beraber 31.05.2011 tarihli bilançonun aktifinde görülen ticari alacakların bir kısmının gerçek alacak olmadığı istemci vekilince ileri sürülmüştür. Bu durumda, mahkemece, davacı şirketin aktiflerinin değerinin piyasa satış fiyatına göre belirlenerek, istemci vekilinin itirazlarını karşılayacak şekilde ek rapor alınarak şirketin borca batık olup olmadığı belirlenen usulle ve denetime elverişli şekilde saptanmalı, borca batık ise iyileştirme projesinde vurgulanan iş ortaklığı ile sözleşme ilişkisi ve alacak miktarı üzerinde de durularak iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.