Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede ; Sanığa yükletilen konut dokunulmazlığının ihlali ve yaralama eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu, 01.12.2011 tarihli celse tutanağı içeriğinde, duruşmaya gelen olmadığının ve kararın yoklukta verildiğinin belirtilmesine rağmen, aynı tutanak içeriğinde, “sanıktan esas hakkındaki savunmaları ve son sözü soruldu” denilerek sanığın, esas hakkındaki savunmasına ve son sözüne yönelik görüşüne yer verilmiş ise de, bu husus sonuca etkili görülmediğinden bozmayı gerektirmediği, Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı, Anlaşıldığından sanık ..."ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 06.05.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI GÖRÜŞ: 01.12.2011 tarihli celse tutanağında duruşmaya gelen olmadığının ve kararın yoklukta verildiğinin belirtilmesine karşın, aynı tutanak içeriğinde "sanıktan esas hakkındaki savunmaları ve son sözü soruldu" denilmek ve sanığın esas hakkındaki savunması ile son sözünün tutanağa geçirilmesi suretiyle hükümde çelişkiye yol açılması nedeni ile kararın bozulması gerektiğinden sayın çoğunluğun "onama" görüşüne katılmıyorum.