Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2669
Karar No: 2019/330
Karar Tarihi: 22.01.2019

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/2669 Esas 2019/330 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2017/2669 E.  ,  2019/330 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
    K A R A R
    1- Dava, 15/09/2009 tarihli iş kazasında sigortalının vefatı nedeniyle sigortalının anne ve babasının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, davacıların maddi tazminat istemlerinin kabulüne karar verilmişken; davacıların manevi tazminat istemleri hakkında bir karar verilmediği anlaşılmaktadır.Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu"nun 53. maddesine göre; hukuk hakimi zarar verenin kusuru olup olmadığına karar vermek için ceza hukukunun sorumluluğa dair hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, kusurun takdiri ve zarar miktarının belirlenmesi konusunda da ceza mahkemesi kararı ile bağlı değildir. Ancak Ceza Mahkemesinin mahkumiyet kararındaki, fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını saptayan maddi olaya ilişkin kabul, hukuk hakimini de bağlar. Aynı şekilde de bu düzenleme olay tarihinden sonra yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 74. maddesinde de yer almaktadır.Dairemizin 22.10.2013 tarih ve 2013/10753 – 18935 Esas - Karar sayılı emsal nitelikteki ilamında da işaret olunduğu üzere, “Her ne kadar ceza davasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması nedeniyle kesinleşmiş bir mahkumiyet kararından söz etmek mümkün değilse de, ceza yargılamasında maddi vakıa olarak eylemin hukuka aykırılığının ve failinin belirlenmiş bulunması karşısında kusur oranlarının belirlenirken bu durumun da göz önüne alınması gerektiği açıktır”
    Öte yandan; iş kazalarında olay, İş Hukuku ve sosyal güvenlik ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmeye tabi tutulmalıdır. İşverenin iş kazası sonucu meydana gelen zarar nedeniyle hukuki sorumluluğu yasa ve içtihatlarla belirlenmiş olan ayrık haller dışında ilke olarak iş aktinden doğan işçiyi gözetme ( koruma ) borcuna aykırılıktan kaynaklanan kusura dayalı sorumluluktur. İnsan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işverenin işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunu"nun 77. maddesinin açık buyruğudur.
    İş kazasından doğan tazminat davalarının özelliği gereği, İş Kanunu"nun 77. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işverenin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü"nün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmelidir. (Hukuk Genel Kurulunun 16/06/2004 gün ve 2004/21-365 E.-369 K.sayılı kararı da aynı yöndedir ) Somut olayda, 15.09.2009 tarihinde ... Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi içerisindeki Tıp Fakültesinin Morfoloji Binasının inşaatının dava harici ... İnşaat ve Tic. Ltd. Şti tarafından üstlenildiği ve bir kısım işlerin ... nşaat San ve Tic Ltd. Şti’ne verildiği, kazalı ... ’ın inşaatta sıva işinde çalışırken havalandırma boşluğuna düştüğü kuşkusuzdur. Mahkemece hükme esas alınan 12/08/2013 tarihli kusur raporunda dava harici asıl işveren olarak tespit edilen ... İnşaat ve Tic. Ltd. Şti’ne %20, Alt işveren davalı ... İnşaat San ve Tic Ltd. Şti’ne % 40, kazalı sigortalıya ise %40 oranında müterafik kusur verilmiş, iken davalı ... ‘ın kusur oranı hakkında bir değerlendirmede bulunulmadığı, Davalılar vekilinin bu kusur raporuna karşı itirazlarında kazalının müvekkilinin işçisi olmadığını, olay tarihinde iş istemek için işyerine geldiği sırada kazanın gerçekleştiğini iddia etttiği ve bu durumun ... 1. Asliye Ceza Mahkemsinin 2010/275 Esas sayılı dosyasında alınan tanık beyanları ile sabit olduğunu iddia etmiş olmasına karşın, davalı vekilinin itirazlarını karşılar mahiyette kusur raporu alınmadığı anlaşılmaktadır.O halde mahkemece yapılması gereken iş davaya konu olayla ilgili Ceza Dava Dosyasını dosya kapsamına dahil ederek, davalı itirazlarını da dikkate almak ve davalı ...’ın kusurunu da araştırmak suretiyle, olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanununun 77. maddesi ile yönetmelik hükümleri göz önünde tutularak yöntemince A sınıfı iş güvenliği uzmanlarından oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetinden tarafların kusur oranlarının açıkça tespitine ilişkin kusur raporu almak, usuli kazanılmış hak ve çıkacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
    2- Öte yandan 6100 sayılı HMK"nın 297/2.maddesine göre "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir."düzenlemesi yer almaktadır.
    Somut olayda, davacılar vekilinin dava dilekçesinde davacı anne ve baba lehine manevi tazminat talebinde bulunulduğu halde mahkemece verilen kararda bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de hatalı olmuştur.O halde, davacılar ve davalı ... şirketi vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair temyiz itirazları bu aşamada incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 22/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi