23. Hukuk Dairesi 2012/5303 E. , 2012/7119 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin ve ortaklık payının tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif ortağı ..."a ait kooperatif hissesini noterde 08.03.2010 tarihli sözleşmeyle devir aldığını, devir işlemini davalı kooperatife bildirdiğini, müvekkilinin 30.06.2010 tarihinde yapılan genel kurula katıldığını, inşaatlar uzun süreceğinden noter aracılığıyla 21.07.2010 tarihli ihtarnameyle istifasını yazılı olarak bildirdiğini, katılım bedellerinin geri ödenmesi için icra takibi başlattıklarını, ancak kooperatif tarafından davacıya kooperatifte üyelik kaydının bulunmadığının bildirildiğini ileri sürerek, davacının davalı kooperatif üyeliğinin ve ortaklık payının miktarının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalıya, tebligat yapılmamıştır.
Mahkemece, iddiaya göre, TMK"nun 138 maddesi kapsamında, HMK"nun 114/1-h maddesinde dava şartlarının tek tek belirtildiği,mahkemenin davanın her aşamasında HMK"nın 115. maddesine göre dava şartlarını kendiliğinden araştırılabileceği, bu kapsamda ... İcra Müdürlüğü"nün 2011/1007 Esas sayılı dosyasına göre davacının davalı kooperatif aleyhine icra takibi yaptığı ve davalının itirazı ile takibin durduğu, bu durumda davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı olabileceği, buna rağmen işbu tespit davasını açmakta hukuki bir yararının bulunmadığı gerekçesiyle, dava dilekçesinin HMK"nın 114/1-h maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK"nın 106/2. maddesinde “Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.” hükmüne yer verilmiştir.
Mahkemece, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş ise de, davacının itirazın iptali davasının reddi halinde kötüniyet tazminatı ve nispi vekalet ücreti ile sorumlu tutulabileceğinden, bunları göze almak istemeyen ve üyeliğinin devam ettiğini düşünen davacının itirazın iptali davası açmaya zorlanamayacağı, işbu dava sonucunda kooperatif üyeliğinin tespitine karar verilmesi halinde, bu karar üzerine davacının davalıdan konut karşılığı tazminat isteyebileceği gibi; işbu davanın reddi halinde, davacı kendisine üyeliği devredene nedensiz zenginleşme iddiasıyla husumet
yönelterek ödediği devir bedelinin istirdadını isteyebileceği gözönünde bulundurularak, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü ile davalıya duruşma günü ve dava dilekçesi tebliğ edilip, taraf teşkilinin sağlanmasından sonra uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 03.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.